Serengeti'nin batısında meralar bulunmaktadır ve özellikle "Kısa Otlar" adıyla bilinen bereketli ovalar bulunur. | Open Subtitles | إلى الغرب، تقع أراضي "سرنجيتي" العشبية ومنطقة خصبة جداً معروفة بسهول العشب القصير |
Yılda birkaç ay otlayan binlerce hayvandan yüzlercesi Serengeti'nin bu köşesinde otlar ve elbette ki, otlayan hayvanların bulunduğu yerlerde yırtıcılar da bulunur. | Open Subtitles | ،لمدّة بضعة أشهر كلّ عام مئات الآلاف من آكلي العشب "يحتشدون في هذا الرّبع من "سرنجيتي وبالطبع، حيثما تجد آكلي عشب |
Yılda bir kez, 3 milyon hayvan Serengeti'nin bir köşesinde bir araya gelir. | Open Subtitles | في كلّ عام، ثلاثة ملايين حيوان (يتجمّعون في منطقة صغيرة من (سرنجيتي |
Serengeti fareleri daha kurak zamanlarda gelişebilirler. | Open Subtitles | تزدهر فئران (سرنجيتي) بكثرة في الشهور الأكثر جفافاً بفضل وفرة البذور |
Antilop sürüleri 150 kilometre ötede Serengeti'nin kuzeyindeki otlakları takip ediyorlar. | Open Subtitles | تبعو المراعي الجديدة نحو (الحافة الشمالية لـ(سرنجيتي |
Bu da Serengeti'deki bütün hayvanları bu araziye çekmektedir. | Open Subtitles | إنّ ذلك هو ما يسوق الحيوانات (من كلّ صَوْب إلى (سرنجيتي |
Önlerindeki bu gayret isteyen yolculuğa rağmen Serengeti'deki bir buzağı için bir aslan yavrusundan daha fazla hayatta kalma şansı var. | Open Subtitles | ،على الرّغم من الرّحلة الصعبة أمامهم (فإن عجل الثيتل في (سرنجيتي لا يزال لديه فرصة للنجاة في عامه الأوّل |
Serengeti'nin doğu kısmına bir volkan hakimdir. | Open Subtitles | ،يحتلّ الحافة الشرقية لـ(سرنجيتي) بركان |
Akbabalar bütün Serengeti'nin üzerinde uçuyorlar. | Open Subtitles | (تأتي النسور من كافّة أنحاء (سرنجيتي |