"سعادة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • mutlu
        
    • sevinmemiştim
        
    Neredeyse baktığımız her yerde, para vermenin, kendinize saklamaktan daha fazla sizi mutlu ettiğini görüyoruz. TED نرى أن إعطاء المال يجعل الناس أكثر سعادة من أن يبقوه لأنفسهم ماذا عن حياتك المهنية ، أي حيثما نقضي مابقي من وقتنا
    Ve sonra kalbimizi de açabiliriz, fırsatlar için, başkalarına yardım etmek için, diğerlerini mutlu etmek için, çünkü hepimizin mutlu olduğu zamandan başka hiçbir şey bizi daha fazla mutlu edemez. TED ومن ثم يمكن أن نفتح قلوبنا، قلوبنا لهذه الفرص، لهذه الفرص التي تمكننا من مساعدة الآخرين، لنجعل الآخرين سعداء، لأنه لاشيء يمكنه أن يجعلنا أكثر سعادة من أن نكون جميعا سعداء.
    Beyaz bir sahibi, zencisini yalnız görmek kadar hiçbir şey mutlu etmez. Open Subtitles لا شيء في العالم يجعل السيد الأبيض أكثر سعادة من رؤية زنجيا بمفرده تماما
    Aptal ağabeyimi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. Open Subtitles اريد ان اخبرك بأني لم اكثر سعادة من رؤية اخي الكبير
    Aptal ağabeyimi gördüğüme hiç bu kadar sevinmemiştim. Open Subtitles اريد ان اخبرك بأني لم اكثر سعادة من رؤية اخي الكبير
    Senin şu adi ilişkilerini öğrendiğime hiç bu kadar sevinmemiştim. Open Subtitles انا لم اكن اكثر سعادة من الان عند اكتشافي لـ واحدة من علاقاتك العابثة
    Hertfordshire'da geçirdiğim o kısa aylardan daha mutlu bir anım olduğunu hatırlamıyorum. Open Subtitles لا اعتقد انني اذكر وقت اكثر سعادة من تلك الاشهر القليلة التي قضيتها في هيرتفورشاير
    Tüm hayatım boyunca bu kadar mutlu olmamıştım. Open Subtitles لم أكن أكثر سعادة من الآن في حياتي كلها.
    Ve beni daha mutlu edebilecek tek şey, senin de, sahip olduğumuz tüm bu güzel şeyleri farketmendir. Open Subtitles بلى، والشئ الوحيد الذي سيجعلني .. أكثر سعادة من هذا أن تدركي كم أصبحت حياتنا رائعة
    Lois, sen beni Gine domuzlarının arasında ki bir domuz kadar mutlu ettin. Open Subtitles لقد جعلتني أكثر سعادة من خنزير بين خنازير صغيرة
    Ekimde evliliğimizin üçüncü yılı olacak ve bugünkü haberleri saymazsak hiç bu kadar mutlu olmamıştık. Open Subtitles سنكمل 3 سنوات على زفافنا خلال شهر تشرين الأوّل، و وتتوقع صحف اليوم، بأننا لم نكن قط أكثر سعادة من هذا
    Hiçbir şey onu altın çocuğundan gelen bir torundan daha fazla mutlu edemez. Open Subtitles بربك ، لا شيء سيجعلها أكثر سعادة من حفيد من الفتى الذهبي
    FBI'ın her işimize burnunu sokup, bizi izlemesinin dışında her şey beni mutlu eder. Open Subtitles لا شىء يجعلنى اكثر سعادة من مشاهدة عملاء المباحث الفيدرالية وهم عاجزون عن فعل اى شىء ويراقبونا و نحن نعمل
    Bence hiçbirinde buradakinden daha mutlu olmayacağım. Open Subtitles ولا أعتقد أن هنالك واحداً حيث سأكون أكثر سعادة من هنا
    Onunla geçecek tek bir saniye bile onsuz geçecek koca bir hayattan daha mutlu bir son. Open Subtitles مجرد لحظة أخرى معها هي نهاية أكثر سعادة من قضاء العمر بدونها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more