Ayrıca, artık her şeyin temizlenip bir son bulmasını istiyorum ki böylece mutluluğumuz için de önümüzde bir engel kalmaz. | Open Subtitles | بالأضافه اننى اريد ان امحو كل ما سبق الآن لذلك لن يقف شيئ فى طريق سعادتنا |
Kendi mutluluğumuz uğruna onları üzmeye hiç hakkımız yok. | Open Subtitles | ليس لنا الحقّ لجعلهم يعيشوا فى الحزن من أجل سعادتنا |
Beyaz kravatlılar paramızı , mutluluğumuzu ve saygınlığımızı bizden alabilirler. | Open Subtitles | يمكنها أخذ أموالنا , سعادتنا . . و كرامتنا منا. |
Keşiş...neden mutluluğumuzu yıkmakta bu kadar kararlısın? | Open Subtitles | .. أيها الكاهن لماذا أنت عازم على تدمير سعادتنا ؟ |
O sadece sen ve bizim mutluluğumuzun arasına girmek için ayakta. | Open Subtitles | إنها العائق الوحيد الذي يقف بينك و بين سعادتنا |
Ve kendi kişisel mutluluğumuza odaklandıkça, gittikçe uzaklaşıyoruz. | Open Subtitles | و في النهاية كلما زاد تركيزنا على أيجاد سعادتنا الشخصية |
Özür dilerim, ben bunun bizim mutluluk yarışmamız olduğunu unuttum. | Open Subtitles | آسفة، لم أعتقد أن سعادتنا مجال للمنافسة. |
Kendi mutluluğumuz uğruna onları üzmeye hiç hakkımız yok. | Open Subtitles | ليس لنا الحقّ في أن نتسبب فى حزنهم من أجل سعادتنا |
mutluluğumuz için diğerlerine bunu yapmamalıyız. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع أن نفعل هذا بالآخرين لنحصل على سعادتنا |
mutluluğumuz bir trafik kazasıyla bitti beni boş bir ev ve boş bir hayatla bıraktı gitti. | Open Subtitles | حادث سياره انهى سعادتنا. تركنى بمنزل خاوى. و حياه خاويه. |
Dostlarımız, sonsuz mutluluğumuz için kadeh kaldırırlarken, | Open Subtitles | بينما أصدقائنا يشربون نخب سعادتنا الأبدية، |
mutluluğumuz çevremizdekileri rahatsız ediyor. | Open Subtitles | إن سعادتنا مصدر إزعاج لأصدقائنا |
Ama bundan, mutluluğumuz için vazgeçtim. | Open Subtitles | لكني ضحيت بذلك الحلم من أجل سعادتنا |
Olabilir, ama bu geyler için, ve bizim mutluluğumuzu dinlemek istiyorlar. | Open Subtitles | غالباً كذلك لكن هذه الرحلة سحاقية ويريدون منا التحدث عن مدى سعادتنا |
mutluluğumuzu başkalarının mutsuzluğu üzerine mi kurmuştuk? | Open Subtitles | هل بنينا سعادتنا على تعاسة الاخريين؟ |
Bizim mutluluğumuzu, kendininkinin ardına koyan... | Open Subtitles | اللاتي وضعن سعادتنا قبل سعادتهن. |
Sahte ağının gösterdiği tek şey mutluluğumuzun ne kadar kırılgan olduğu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي توضحه شبكة القدر الخاصة بك هو مدى هشاشة سعادتنا |
Bizim mutluluğumuzun onunkinden daha önemli olduğuna karar verdim. | Open Subtitles | حسنا , لقد قررت أن سعادتنا اهم من سعادته |
Sanatımıza, hepsinden önemlisi mutluluğumuza. | Open Subtitles | فننا ولكن الأكثر الأهمية سعادتنا |
Önceden çok ufak şeylerden mutlu oluverirdik, gerçekten mutluluk vardı. | Open Subtitles | شعرت ان سعادتنا اعتادت ان تصبح سهلة جدا وان هناك الكثير منها |
Bay Slater, All Saints'de bizlerle çalışmandan ne kadar mutluyuz, anlatamam. | Open Subtitles | لا تتصور مدى سعادتنا بوجودك هنا |
Wakin' our happiness drowning in life | Open Subtitles | " نُنعش سعادتنا " " نعشق الحياة " |
Gates ev keyfimizi sabote etmesinin dışında ne istiyormuş? | Open Subtitles | ما الذي تُخطط (غيتس) له عدا إفساد سعادتنا المنزليّة؟ |
Kişisel mutluluğumuzla ülkemizin ve insanların mutluluğu arasında bir fark yok. | Open Subtitles | لماذا، بين سعادتنا الشخصية هي سعادة بلادنا والناس... لا يوجد فرق. |
Çıkıp dışarı iyi bir gün geçiriyor onların mutluluğu yerine kendimizinkini düşünüyoruz. | Open Subtitles | .. نخرج ونحظى بيومٍ سعيد متأملين سعادتنا لوحدنا . بدلاً من سعادتِهم |