"سقطت على" - Translation from Arabic to Turkish

• düştü
• üstüne
• düştüm
• düşmüş
• ya atılan

Tekrarlıyorum, Kurtarma ekibimiz birkaç km kuzeyde, ormanın içine düştü.
قد سقطت على بعد عدة أميال شمالا فى عمق الغابة

Aslında bir uçak trenin üstüne düştü.
حسنا , في الحقيقة , هنالك طائرة هي التي سقطت على القطار

Kemiklerinin kırılmasının üstüne yıkılan binanın bir sonucu olduğunu düşünüyorum.
أعتقد أن العظام المكسورة سببها البناية التي سقطت على رأسها

Çocukken kafanın üstüne mi düştün yoksa doğuştan mı problemin var?
هل سقطت على رأسك كالطفل أم أن ثمّة خطب ما بك؟

Bu sene sandalyenin kenarından düştüm ve dudağımın kenarı kesildi.
هذه السنة سقطت على حافة الكرسي. وجرحت طرف فمي.

Onu çekmeye çalıştım ama sırt üstü çamurlu suyun içine düştüm.
كانت يديها لزجتين حاولت سحبها ولكني سقطت على ظهري في الماء والطين

Vurulduğunda düğmenin üzerine düşmüş olmalı
ويجب أن كنت سقطت على زر عندما أطلق عليه النار.

Hiroshima'ya atılan bombadan 100 kat daha güçlü.
هذا أقوى مائة مرة من القنبلة التي سقطت على "هيروشيما".

Her neyse, gitmek üzere kalktı, bir sandalyeye takıldı ve yere düştü.
حسنا , على اى حال , هى قامت و غادرت المكان وتكعبلت فى كرسى و سقطت على الارض

Reilly'nin kafatasının arka kısmı bu lokantanın çatısına düştü. Aynı şekilde gözlükleri de.
مؤخرة جمجمة رايلي ، سقطت على سطح هذا المطعم ، وكذلك نظارته

Çünkü onların uçakları adaya düştü. DL:
و هذا ليس صحيحاً لأن طائرتهم سقطت على الجزيرة

Polis de birilerini kovalıyordu ve bu da tam benim kaputun üzerine düştü.
حسناً؟ وحينما جائت الشـُرطة وبعد ذلك سقطت على مقدّمة سيـّارتي

Tanrı şahidim, pek çok sefer kıçımın üstüne oturmuşluğum var.
و الرب يعلم أني سقطت على مؤخرتي أكثر من مرتين

Uluslararası Psişikler Örgütü'nün kayıtlarına göre... sen 10 yaşındayken üç gün boyunca evinizin üstüne taş yağmış.
طبقاً لسجلات المجتمع الروحي الدولي امطار من الأحجار سقطت على بيتك لمدة ثلاثة أيام لما أنتي كنتي بعمر ال10 سنوات

Gayret etmtesem çoktan kafanın üstüne düşmüştüm.
لو لم أكن أبذل قصارى جهدي لكنت قد سقطت على رؤوسكم منذ زمن طويل

Böyle bir kurşunu üstüne düştüm ve kendiliğinden karnıma girdi.
لا بد وأني... سقطت على رصاصة... وشقّت طريقها إلى أمعائي.

Sadece şekeri alın. Bu dedemin ceketi. Bıçağımın üstüne düştüm.
فقط خذ الحلوى هذا معطف جدي لقد سقطت على سكيني هاهي

Şansıma üç kat kıvrılmış buzdolabı kutusunun üzerine düştüm
لحسن الحظ سقطت على علبة كرتون ثلاجة جي اي المرن

Sen paketi açtığında bir parçanın yere düşmüş olabileceğini düşündüm.
فكرت ربما عندما سحبت بعض تلك قطعة، قد لقد سقطت على الأرض.

Başbakan spor salonunda düşmüş.
رئيسة الوزراء سقطت على الرض خلال التمرين

- Hayır. Hayali adamın üstüne düşmüş olsam da o kişi, Carl Carlson.
كلا، لكنني سقطت على الرجل الإفتراضي

Açığa çıkan enerji Hiroşima'ya atılan atom bombasının 10 milyon katına eş değerdi.
فالطاقة الناتجة كانت تعادل عشرة مليون قنبلة ذرية بقدر حجم واحدة من تلك التي سقطت على (هيروشيما).