Sana başını sokacak bir yer verdim diye bana yemek pişirmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | فقط لإني اعطيك سقفاً فوق رأسك لايعني انه يجب عليك ان تطبخي ليّ |
Paylaşacak odam var, göçmenlerinse başlarını sokacak bir yeri yok. | Open Subtitles | لدي غرفة زائدة, واللاجئين المساكين لا يملكون سقفاً فوق رؤوسهم. |
Faturaları öder, yiyecek alır, başınızı sokacak bir ev sağlar. | Open Subtitles | يدفع الفواتير يشتري الطعام يضع سقفاً فوق رأسك |
Öyle söyledi boşanma avukatımız Başımızı sokacak bir ev verdi | Open Subtitles | ♪ ♪ محاميتنا للطلاق قالت ♪ ♪ بأنها ستضع سقفاً فوق رؤوسنا ♪ |
Oğullarımın başlarını sokacak bir çatısı var. | Open Subtitles | اولادي يملكون سقفاً فوق رؤوسهم |
Başını sokacak bir yer mi? | Open Subtitles | أتريدون سقفاً فوق رءوسكم؟ |