Ve eğer sana birşey olursa, ben iyi olacağım ve herşey yolunda olacak. | Open Subtitles | ولو حدث اى شئ ساكون على ما يرام وكل شئ سكون على ما يرام وانا لم اندم على شئ |
Bacaklarım sadece burama geliyor ve evet, hep biraz şişman olacağım. | Open Subtitles | ساقيَ تصل لهنا فقط و أعلم أنني سكون دائماً سمينة. |
Demek istediğim, jeolojik olarak bir sessiz dönem geçiriyoruz. | Open Subtitles | لذلك نحن نعيش في فترة سكون جيولوجيّ. |
O kadın, sessiz ve sakin bir şekilde suyu kesti. | Open Subtitles | تلك المرأة قعطعت الماء بكل هدوء و سكون. |
Bizi hep birlikte bir araya getiren güzel bir sessizlik. | TED | وهو سكون جميل يجمعنا كلنا في تلك اللحظة. |
Ya da konuşmadan huzur içinde oturabileceğim birini. | Open Subtitles | أو حتى أجلس معها على راحتى فى سكون تام |
Scott, bunun sayesinde diğer direnişçi gruplarla irtibat kurabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | سكون يظن أنه بإمكانه أن يستخدمه ليتصل بمجموعات المقاومة |
O ne zaman tam hazır olduğunda orada olacağım. | Open Subtitles | اننى سأكون هناك عندما سكون هو مستعدا ليس فقط تقريبا |
Yarın evde olacağım ama Cumartesi uçuşum var. | Open Subtitles | سكون في المنزل غدا لكن لن أكون هنا يوم السبت |
Ben bu işle çok meşgul olacağım, sen okulla çok meşgul olacaksın. | Open Subtitles | وأنا ساكون مشغول حقاً مع الشاحنة وأنت سكون مشغولاً بالمدرسة |
Şişmanladığında yanında olacağım, göreceksin. Peki. | Open Subtitles | حسناً و اذا سمنتي سكون هناك و سترين |
Öncelikle, orada seninle birlikte olacağım. | Open Subtitles | حسنا , اولا انا سكون معك هناك |
Yakında, Versay'dan çok uzaklarda olacağım. | Open Subtitles | قريبًا سكون بعيدًا عن فرساي |
Kedi sessiz bir şekilde sinsice eve girmeye çalışırdı | Open Subtitles | والآن القطة في حالة سكون ولكن بمقدوري سماعها وهي تعود فجراً ! |
sessiz ol. Nefes bile alma. | Open Subtitles | سكون تام لا تتنفس حتى |
Çok sessiz kalırsak, "A"nın canı sıkılacak ve yine bir bomba patlatacak. | Open Subtitles | إذا كنا في حالة سكون فستشعر (اي) بالملل وتعكر صفو الحياة |
Gökyüzü parçalanmadan önce garip bir sessizlik olur sükûnet olur. | Open Subtitles | هناك هدوء غريب قبل ان تصبح السماء صافية سكون |
Orası cesaretin durduğu yer, beyninin en derin korkusu, sinekkuşu gözündeki sessizlik. | Open Subtitles | إنه مكان إستراحة القلب وأعمق مخاوف العقل سكون العين |
sessizlik içinde orada yatıyordum. | Open Subtitles | أنا أرقد هناك فى سكون |
Buraya huzur içinde kağıt öğütmeye geldim sen ise gelip ödümü patlattın. | Open Subtitles | .... جئت إلى هنا لأمزِّق في سكون وأنت تسللت ورائي وأفزعتني |
huzur içinde öğütmek mi? | Open Subtitles | تمزقين في سكون ؟ |
Benim arkadaşlarım Scott, Glenn ve Rob fakat siz onları tanımıyorsunuz. | Open Subtitles | اصدقائي هم سكون قلين روب, لكن لا تعرفهم |