Üç piknik sepeti, muhtelif peynirler, üzüm, şarap. | Open Subtitles | 3 سلات من الاطعمه للنزهه منوعه من الجبن , والعنب , والخمر |
Paskalya sepeti dağıtmak bana göre olmayabilir ama başka bir şeyde başarılı olabilirim. | Open Subtitles | ربما لا أكون بارعاً في توصيل سلات عيد الفصح، ولكن قد أكون بارعاً في شئ آخر |
Michael, hediye paketleri faturalarını vermemi istedi. | Open Subtitles | مايكل طلب مني توزيع إيصالات لبنود سلات الهدايا |
Bu hediye paketleri onları geri kazanmamız için bir şans olacak. | Open Subtitles | سلات الهدايا هذه هي تذكرتنا للعدوة إلى حياتهم |
Bana, müşterilere hediye paketi verebilen bir kaç web sitesi gösterin de göreyim! | Open Subtitles | أود رؤية موقع إلكتروني يسلم سلات هدايا للناس |
Her masaya en güzelinden şampanya sepetleri koyacağım. | Open Subtitles | سأضع سلات الشمبانبا الصغيرة على كل طاولة |
Resmi olarak bana çıkma teklif etmek istediğini söyledin ama ortada para dolu bir zarf ya da poğaça sepeti göremiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت أنك تريد أن تطلب مني المواعدة برسمية لكنني لا أرى مظروف بنقود لا سلات كعك |
Bence Demokrat'ların verilecek çok fazla teşekkür sepeti var. | Open Subtitles | اعتقد ان الديمقراطيين لديهم سلات شكر كثيرة ليسلموها |
Gece kulübünden eve getirdiği kızları susturmak için hediye sepeti yapan sensin. | Open Subtitles | أنت من تُقدم سلات من الهدايا للفوز ببعض الفتيات أولئك الذين تُحضرهم من النادى للمنزل |
ve beş ateş sepeti. | Open Subtitles | سوف أضع خمس سلات لتبدو هكذا |
ve beş ateş sepeti. | Open Subtitles | سوف أضع خمس سلات لتبدو هكذا |
Ama size şunu söyleyeyim, hediye paketleri insan hayatını, bu şekilde asla tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لكن سأخبركم شيئا واحدا سلات الهدايا تلك لن تهدد حياة أي شخص |
Hediye paketleri harikadır, Phyllis. | Open Subtitles | سلات الهدايا رائعة فليس سلاتالهدايا... |
Eski müşterilere hediye paketi verince nasıl bize dönecekler acaba? | Open Subtitles | كيف ستعيد سلات الهدايا زبائننا؟ |
- Sanırım hediye paketi getirmen gerekiyor. | Open Subtitles | يبدو أنه يتضمّن توصيل سلات هدايا |
Nakit paketi! | Open Subtitles | سلات النقود ! |
Tüm bu hediye sepetleri, Eğlence Evi. | Open Subtitles | كل سلات الهدايا هذه ، بيت المُتعة |
- Üst sınıf olacak. - Şampanya sepetleri demek, ne hoş. | Open Subtitles | سيكون راقياً جميل , سلات |
çöp kutuları, mazgallar. Ama kimse de silah sesi duymamış. | Open Subtitles | سلات النفايات، مصارف المياه لكن لم يسمع أحد طلقة أيضاً |
Mark Pritchard'ın ne kadar şerefsiz olduğundan bahset ve Abby *Sluts'ı yer. | Open Subtitles | إذكر من هو (مارك برتشارد) و و قم بلعن (آبي سلات)... |
Görevliler bağış sepetlerini dolaştırıyorlar. | Open Subtitles | ستمر نساء يحملن سلات تبرع لذا من فضلكم |