"سلاحها" - Translation from Arabic to Turkish

    • silahını
        
    • silahı
        
    • silahlarını
        
    • Silâhını
        
    • hale
        
    Bunu başlatan sensin Michael, silahını çalıp seni hapse attıran adamı vurduğun zaman. Open Subtitles انت بدأت هذا مايكل عندما سرقت سلاحها وقتلت الرجل الذي وضعك في السجن
    İlk önce o silahını çekti. Ben kendimi koruyordum... Open Subtitles لقد سحبت سلاحها أولاً لقد كنت أحاول الدعاف عن نفسي
    İlk önce o silahını çekti. Ben kendimi koruyordum... Open Subtitles لقد سحبت سلاحها أولاً لقد كنت أحاول الدعاف عن نفسي
    Güzel saçlı, zeki, kendi silahı vardır ve benim aksime insanları vurmaktan çekinmez. Open Subtitles شعر جميل، ذكية، تملك سلاحها الخاص و عكسي، فهي لا تمانع الاطلاق على الناس
    Uzay gemisini ve silahlarını kullanabiliriz. Open Subtitles يمكننا أستخدام مركبتها و سلاحها
    Silâhını tanıdığınız kesin. Kılıç. Open Subtitles -قطعًا تعرفين سلاحها .
    "Direniş'in istihbaratına göre, Beyaz Kaltak, kitle imha silahını bitirmiş ve 24 saat içinde kullanacakmış" Open Subtitles المقاومة اكتشفت ان العاهرة البيضاء انهت سلاحها للدمار الشامل سيتم اطلاقه في 24 ساعة
    Acaba ruh enerjisi silahını bitirmeye, ne kadar yaklaşmıştır.? Open Subtitles لكن ما مدى قربها من إستكمال سلاحها للطاقة الروحية ؟
    Stres alıcıları silahını kaybettiğinde bile devreye girmedi. Open Subtitles ان مستقبلات الضغط لم تعمل حتى عند انتهت من سلاحها
    silahını bıraksın ve ikinci bir emre kadar binayı terk etsin. Open Subtitles عليها تسليم سلاحها ومُغادرة المبنى حتى إشعار آخر
    Ömrümde gördüğüm en iyi ajanın kazara görev silahını ateşlediğine inanma mı bekliyorsun--- Open Subtitles أحقا تعتقدين أنا سأصدق أن أفضل عميلة عرفتها قامت بإطلاق سلاحها بالخطأ
    silahını bıraksın ve ikinci bir emre kadar binayı terk etsin. Open Subtitles عليها تسليم سلاحها ومُغادرة المبنى حتى إشعار آخر
    Buradaki bayan silahını bırakacaktı. Öyle, değil mi? Open Subtitles السيدة هنا، على وشك أن تسقط سلاحها اليس كذلك؟
    Wells silahını ateşledikten sonra polis onu ateş açılan yerin civarında bulmuş. Open Subtitles وشرطة المنطقة قبضوا عليه على مقربة من القنّاص مباشرة بعد أن أشهرت سلاحها
    Bir kez daha, kız silahını çekti iki el ateş etti, beni ve ortağımı ıskaladı ama otel güvenliği öldü. Open Subtitles أقول لك مجدداً ، الفتاة أخرجت سلاحها و أطلقت عيارين و بالكاد أفلت منها أنا و شريكى ثم كان حارس أمن الفندق مُلقاً على الأرض
    silahını al ve beni burdan çıkarttır! Open Subtitles تأخذي سلاحها و تجبريها على إخراجي
    Michael Noshimuri cinayetten yırtmak için onu silahını kullanmış. Open Subtitles مايكل نوشيموري استخدم سلاحها في الجريمة
    Ama onu zorlarsa başka şansı kalmaz. Ve üzerinde silahı falan da yok. Open Subtitles لكن ليس لديها خيار إنْ أجبرها وهي لا تحمل سلاحها معها
    Bence ona kelepçe takmaya çalışırken silahı patladı. Open Subtitles أعتقد أنها قد حاولت وضع الأصفاد بيده وهُنا قد تم أخذ سلاحها
    Az önce burada yaptığı numara onun en büyük silahı. Open Subtitles ما سحبته هنا... هذا هو سلاحها الكبير...
    Volm'un planı bu öğlen silahlarını kurdukları yerden dışarı taşımak. Open Subtitles الفولم" ستحرك سلاحها" خارج المجمع بعد ظُهر اليوم
    Silâhını tanıdığınız kesin. Kılıç. Open Subtitles -قطعًا تعرفين سلاحها .
    Eve zorla girerdi, ben onu etkisiz hale getirirdim seks yapardık. Open Subtitles لو قامت باقتحام المنزل أقوم بنزع سلاحها نقيم علاقة جدية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more