"سلاح القتل" - Translation from Arabic to Turkish

    • cinayet silahı
        
    • cinayet aleti
        
    • cinayet silahının
        
    • Cinayet silahını
        
    • cinayet silahıydı
        
    cinayet silahı ölen adam, Miguel Ostos adına kayıtlı, ve Ballon'un Rolls-Royce'unun torpido gözünde saklanıyordu. Open Subtitles سلاح القتل سجل بإسم الميت ميجيل اوستوس وأبقى، بالتأكيد، في الدرج رولز رويس باللونة.
    - İhtiyacım yok. cinayet silahı var. Open Subtitles حصلت على سلاح القتل ببصمات الأصابع الدامية،
    Yani cinayet aleti bildiğimiz silindir gibi bir şey mi? Open Subtitles سلاح القتل كان نوع من الخرسانة الإسطوانية ؟
    cinayet aleti Hailey'nin çantasından çıkmamış ama bu onun bir yerlerden başka bir sopa edinmediğini göstermez. Open Subtitles حسناً، فقط لأن سلاح القتل ( لم يخرج من حقيبة ( هايلي لا يعني بانها لم تصل النادي من مكان آخر
    Bay Fellig, suç mahallindeki cinayet silahının üzerinde parmak izleriniz bulundu. Open Subtitles السّيد فيليج بصمات أصابعك وجدت على سلاح القتل في مشهد الجريمة.
    Gördüğüm suç mahalline bakılacak olursa, bu kesinlikle cinayet silahının bir parçası. Open Subtitles بناء على مارأيت من مسرح الجريمة فـ هذا بالتأكيد هو سلاح القتل
    Muhtemel Cinayet silahını belirlediğimde... yara girişiyle karşılaştıracak modele ihtiyacımız olacak. Open Subtitles بمجرّد أن أعرف سلاح القتل فسنقوم بمقارنة بين النموذج عن طريق دخول الجرح
    Kendisi bir cinayet silahıydı, ama bu silahı tutan ve McCain'in boğazını kesen el başkasına aitti. Open Subtitles هو نفسة كان سلاح القتل ... لكن اليد التى أمسكت بهذا السلاح وغرستة فى عنق مكين ... تخص شخصٌ آخر
    cinayet silahı elimizdeki tek somut kanıttı. Open Subtitles سلاح القتل كان الدليل الثابت الوحيد كان عندنا.
    cinayet silahı bulunamamış. Open Subtitles المكان تم تنظيفه مع الوقت ، وذهبت الشرطة هناك ولم تعثر على سلاح القتل
    Söyleyebileceğim tek şey cinayet silahı, vücudunda bulundu. Open Subtitles ‫كل ما استطيع قوله لكم ‫هو أن سلاح القتل ‫تم العثور عليه في جثتها
    Gövdenin sol taraftan giren cinayet silahı boydan boya geçip sağdan çıkıyor. Open Subtitles تعمق تدريجي لجرح يُشير إلى أن سلاح القتل دخل
    Cam ve Angela'nın tarif ettiği cinayet aleti de rahatlıkla ucunda kemik-yiyici mantar olan keskin bir tornavida olabilir. Open Subtitles سلاح القتل الذي وصِفَ (من قبِل (كام) و (آنجيلا من الممكن جدًا أنّ يكون مفكّ براغي مدبب مغطى بفطريات سامة آكلة للعظام
    Nişanlısının cinayet silahının üzerindeki kanında onun parmak izlerini bulduk. Open Subtitles وجدنا بصماتِها في دم خطيبِها علي سلاح القتل
    cinayet silahının bir döküm silahı olduğuna bahse girerim. Open Subtitles انني اراهن ان سلاح القتل هو معروف جداً
    cinayet silahının kurbanla gömülmesi. Open Subtitles دفن سلاح القتل مع الضحية
    Cinayet silahını üzerinde bulabileceğimizi sanmıyorum. Open Subtitles أنا لا أعتقد نحن سنجد سلاح القتل عليه.
    Cinayet silahını Henryye bağlamama ne dersin? Bundan şüpheliyim. Open Subtitles ماذا لو لفقت سلاح القتل الي هنري لو
    Kendisi bir cinayet silahıydı, ama bu silahı tutan ve McCain'in boğazını kesen el başkasına aitti. Open Subtitles هو نفسه كان سلاح القتل ... لكن اليد التى امسكت بهذا السلاح وغرسته فى عنق مكين ... تخص شخصٌ اخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more