Ben de onun kanı olmadan soyumu koruyamam. | Open Subtitles | ولا يمكنني إنقاذ سلالتي دون المزيد من دمائه. |
Eski bir kan davası için gelen yabancı bir adam soyumu bitirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | غريب جاء مع انتقام قديم ليدمر سلالتي. |
Bo'nun hayatı tehlikede. soyumdan geriye kalan bir tek o var. | Open Subtitles | حياة بو في خطر إنها كل من تبقى لي في سلالتي |
Çünkü o büyüyü benim soyumdan gelen cadılar yaptılar. | Open Subtitles | لأنّ سلالتي هي من نفّذت تلك اللعنة |
Benim soyum kesin, seninki ise... Bu gece sona erecek. | Open Subtitles | استمرار سلالتي مؤكد, وسلالتك ستزول الليلة. |
Kızlar molozlara tıpkı davul gibi vurmaya başlayıp Kraliyet Soyumun şarkısını söyleyecekler. | Open Subtitles | وأولئك الفتيات يبدأن قرع الصخور مثل الطبول ويغنين الأغاني عن سلالتي الملكية |
Gelecekteki benim soyumdan olanlarla konuşmamı sağlıyor. | Open Subtitles | -يجعلني أتحدّث مع سلالتي بالمستقبل |
Ataların Uzak Diyarlar'da mağaralarda yaşarken benim soyum buraya hükmeden dev krallara rahiplik ederdi. | Open Subtitles | عندما كان اسلافك يعيشون في الكهوف في الاراضي البعيدة سلالتي كانو كهنه للعمالقة الملوك الذين حكموا هنا |
Ne yanlış yaptıysam yapayım beni Soyumun katili yapma. | Open Subtitles | مهما كانت الأخطاء التي إرتكبتها لا تجعلني مسؤولاً عن وفاة سلالتي النبيلة |
Ben Kathal'ın oğlu Razzak'ım. Soyumun son ferdiyim. | Open Subtitles | أنا (رازاك) إبن (كاثال) أخر سلالتي |