Eğer asansör kablosu koparsa, zamanlamayı ayarlayıp doğru anda atlasak bile ezilerek ölürüz. | Open Subtitles | إذا التمس سلك المصعد حتى لو قفزنا قبل ردة الفعل سنسحق حتى الموت |
Tek ihtiyacım çoklu bir indüksiyon kablosu ve ana bilgisayar koridoruna giriş kartı. | Open Subtitles | كل ما أحتاجه هو طريق لتشكيل سلك متعدد وادخله إلى مسار الجهاز الرئيسي |
Yüz yıldır buradayım. Bu yoldan birçokları gitti ve hiçbiri geri dönmedi. | Open Subtitles | أنا هنا منذ مائة سنة ولقد سلك الكثير هذا الطريق ولم يعد أحد منهم ابدا |
Çocuğa dinleme cihazı takabilirim ama bu biraz zaman alır. | Open Subtitles | استطيع جعل الفتى يرتدي سلك تسجيل لكن ذلك سيأخذ وقت |
Kameraları iptal etmek için boya mı sıkacak, yoksa çatıdaki kabloyu mu kesecek? | Open Subtitles | هي تقتل الكاميرا بالبخاخ او كنت تريدها ان تقطع سلك الكهرباء من السطح |
Evet, kablolu televizyonu ve bira stokunu keserek bu ayaktakımını bu kış hakkıyla çalıştıracağıma emin olabilirsin. | Open Subtitles | نعم ، بقطع سلك التلفاز ، ومؤونة البيرة فسأضمن عمل شتوي نزيه من أولئك النكرات |
Eğer piyano telini bir kaç saniyeliğine kullanırsak... Onu biraz inciteceğimiz kadar... | Open Subtitles | إن استحدمنا سلك البيانوا عليه للحظة إن اوجعناه قليلاً |
Evet, Frisbee pisliği mikrofon takıyormuş. | Open Subtitles | نعم وكان هذا فاجوت قليلا، الفريسبي، كان يرتدي سلك ملعون. |
Kayla James cinayetinde ise... telefon kablosu, ip ve bant kullanmış. | Open Subtitles | مسرح جريمة كايلا جيمس استخدم سلك هاتف حبل و شريط لاصق |
Karşıdan karşıya geçmesi için telefon kablosu da yok galiba. | Open Subtitles | وأعتقد أنّه لا يوجد سلك هاتف لتتسلّقه إلى لجهة الأخرى |
Yaklaşık 32 kilo ağılığında, yaklaşık 2,5 cm'lik çapa sahip bir kablosu var. | TED | يزن نحو ٧٠ رطلا، له سلك قطره تقريبا شبر |
Önce orada sıkıştı zannettim ama sonra gözünün bir şeye takıldığını gördüm: Siyah bir elektrik kablosu. | TED | في أول الأمر أعتقدت أنها علقت تحتها ولكني رأيتها تصل إلى شيء كانت تنظر إليه: سلك كهربائي أسود اللون. |
Ya USB kablosu taşırsınız ya da kart okuyucu alıp onu taşırsınız. | TED | إما تنقل سلك USB معاك أو تشتري قارئ للذاكرة و نتقلها معاك. |
"Tehlike" denen yoldan gitti. | Open Subtitles | فبدلاً من تسلق التل ، سلك أحدهما طريق الهلاك والآخر طريق الخطورة |
Şu tarafa gitti. Sanırım. | Open Subtitles | لقد سلك هذا الطريق على ما أعتقد |
Üzerimde dinleme cihazı vardı ama sana yardım edebilmek için çıkardım. | Open Subtitles | كان لدي سلك لكني نزعته ظننت اني اقدر اساعدك |
Aşağı ulaştığında tüm yapacağın, kabloyu kesip, ağırlıkları bırakıp geri dönmek. | Open Subtitles | عندما تصل هناك كل ماعليك فعلة قطع سلك واحد ونزع هذه الأوزان والعودة |
Mikrodalga, spa küveti ve kablolu televizyon tüm odalarımızda mevcut. | Open Subtitles | جهاز مايكروويف و حوض استحمام بالمعادن و سلك كايبل بكل وحدة |
Hayır, hayır. Motosikletinin telini o kesmedi. | Open Subtitles | كلا، لا، لا، هو لم يقطع سلك دراجتك النارية |
Neden üzerinde mikrofon olduğuna dair bir hareket yapmadın? | Open Subtitles | قدمي لي بعض الاشارات يوجد سلك التسجيل بحوزتكِ؟ |
Tamam, buraya yeni bir hat çekmemiz gerekecek. | Open Subtitles | حسناً , سوف نضطر إلى ايصال سلك جديد إلى هنا |
Hey, gagalarını telle sarıp onları uyuşturduğunda gayet yardımsever canlılar. | Open Subtitles | تربط سلك حول اعناقهم تسكتهم وتسحبهم انهم مخلوقات متعاونة للغاية |
kablonun bir stajyer tarafından kesildiğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلنا نعرف ان سلك مساعد القلب قطعته مستجدة |
İmdat! Birkaç zorba ayakkabılarımı telefon teline attı ben içlerindeyken! | Open Subtitles | النجدة ، رمى بعض المتنمرين حذائي على سلك هاتف |
Bir gece nöbetteydim. Bing binasında asansörün kabloları kopmuş. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ في الواجب عندما سلك المصعدَ عَضّتْ في بنايةِ بنج. |
Böylece içerisinde çok küçük bulaşık teli parçaları olan asfalt elde edersiniz. | TED | حينها سنحصل على إسفلت يحتوي على قطع صغيرة من سلك الغسيل داخله |
Tabii ki ayrıca burada boş bir kablo alman gerek. | Open Subtitles | بالطبع على الجانب الإيجابي عليكِ الحصول على سلك مجاني هنا |
Katil erimesini sağlamak için telin yalıtımını sıyırmış. | Open Subtitles | القاتل إستعمل سلك غير معزول للحرص على ذوبانه |