Pek çok vatansever, parlamento önünde barışçıl bir miting çağrısına uydu. | Open Subtitles | استجاب العديد من الوطنيّين للنداء من أجل مسيرة سلميّة الى البرلمان |
Karşılığında 6 ajan ve barışçıl bir geçiş elde ettim. | Open Subtitles | و استرجعتُ ستّة عملاء في المقابل بعمليّة سلميّة |
Sağ kanatta Özel Birlikler'le barışçıl bir uzlaşma yolu bulmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | ،بينما كنّا واقفين في الجناح الأيمن حاولنا الوصول الى تسوية مع قوات الداخلية عبر طريقة سلميّة |
Karşılığında altı ajan aldım ve huzurlu bir geçiş yaptım. | Open Subtitles | و استرجعتُ ستّة عملاء في المقابل بعمليّة سلميّة |
Ölümünün huzurlu olmasını sağladım. | Open Subtitles | وتأكّدتُ أنّ وفاتها كانت وفاة سلميّة. |
Aşırı uyku hapı verip onu kül oluncaya kadar yakmak ölmek için çok huzurlu bir yol. | Open Subtitles | إعطاؤها جُرعة زائدة من الباربيتوريك، وتحويلها إلى رماد... تلك طريقة سلميّة للموت. |
huzurlu görünüyor. | Open Subtitles | -إنّها تبدو بحالة سلميّة . |
- huzurlu görünüyor. | Open Subtitles | -إنّها تبدو بحالة سلميّة . |