Ve dört, tüketici davranışlarını kökten bir şekilde şoka uğratan global bir durgunluk. | TED | ورابعاً ،الكساد العالمي الذي هز جذريا سلوكيات المستهلك. |
Meslektaşlarımız, erkek ve dişi aslanlara GPS (küresel konumlandırma sistemi) takip tasması taktılar ve onların avlanma davranışlarını havadan haritaladık. | TED | وقد وضع زملائنا في الحملة أطواق تتبع في رقاب ذكور وإناث الأسود، وقمنا بملاحظة وتسجيل سلوكيات الصيد الخاصة بهم من الجو. |
Bu, akbabalara cazip gelen şeyin beyin olduğunu ve akbaba davranışını çalışmanın kanıtları bir araya getirmeye nasıl yardımcı olduğunu göstermektedir. | TED | هذا يشير إلى أن المادة الدماغية كانت طعماً للنسور ويوضح كيف يمكن لدراسة سلوكيات النسور أن تساهم في جمع بعض الأدلة. |
Uzun yıllardır dünya çapındaki pek çok laboratuvarda, küçük uçuş simülatörlerinde, sineklerin davranışını inceliyoruz. | TED | حسناً، كنا لسنوات عدة في مختبري و المختبرات الأخرى في العالم ندرس سلوكيات الذباب في أجهزة محاكاة الطيران الصغيرة. |
Memeli olmayan diğer hayvanların sahip olduğu sabit davranışlar yerine, yeni davranışlar icat edebiliyordu. | TED | بدلاً من السلوكيات الثابتة التى تمتلكها الحيوانات الغير ثدية العادية، كانت قادرة على اختراع سلوكيات جديدة. |
Bu, hesap davranışlarına bakarken yüzlerce parametreyi değerlendirdiğimiz anlamına geliyor ve yine de hata yapabiliyoruz ve bunu yeniden değerlendirmek zorundayız. | TED | هذا يعني أنه علينا تقييم المئات من المتغيرات عند النظر في سلوكيات الحساب، ومع ذلك، قد نرتكب الأخطاء ونضطر لإعادة التقييم. |
Mandal, belirli davranışları pekiştirmek için kullanacağınız özel bir ses çıkartır. | TED | طقاقة، تصدر صوت خاص يمكنك من تعزيز سلوكيات معينة. |
Ve en önemlisi, uçtan uca hatasız müşteri deneyimi ortaya koymak için gerekli olan işbirliği davranışlarını da güçlendirdiler. | TED | وبشكل أهم ، عززوا سلوكيات التعاون الضرورية لتوفير تجربة خدمة سلسلة للزبائن من البداية للنهاية. |
Her 10 ile 20 saniyede yüksek sesli ve düşük frekanslı atışlar yapan hava tüfekleri, balinaların yüzme ve iletişim davranışlarını değiştiriyor. | TED | إن مسدسات الهواء الساخن، التي تنتج أصواتًا منخفضة التردد كل 10 إلى 20 ثانية، قد غيرت من سلوكيات السباحة والصوت عند الحيتان. |
Ama hatırlamakta fayda var, hepimiz günlük basit etkileşimlerde ilettiğimiz değerler aracılığıyla etrafımızdakilerin davranışlarını şekillendirme gücüne sahibiz. | TED | ولكن من المهم أن نتذكر أن القيم التي ننشرها في تفاعلاتنا اليومية، تمنحنا جميعًا القدرة على تشكيل سلوكيات من هم حولنا. |
Ve burada, Birleşik Krallık'ta Dijital Ekonomi Hareketi adlı bir yasaya dair endişeler var. Bu yasa özel aracıların vatandaşın davranışlarını takip etmesini salık veriyor. | TED | وهنا في المملكة المتحدة هناك أيضاً قلق حيال قانون سُمّي قانون الاقتصاد الرقمي والذي يهب مزيداً من الصلاحيات لوسطاء من شركات خاصة ليراقبوا وينظموا سلوكيات المواطنين. |
Tüm bunları, insan beyninin ortaya çıkan olguları olan bazı davranışlarını ve fonksiyonlarını açıklamak için insan beynine uygulayabilirsiniz. Nasıl yürürüz, nasıl konuşuruz, nasıl satranç oynarız, tüm bu sorular davranışla alakalıdır. | TED | يمكنك تطبيق ذلك على المخ البشري في تفسير بعض سلوكيات ووظائف المخ البشري كظواهر ناشئة: كيف نسير، وكيف نتحدث، وكيف نلعب الشطرنج، كل هذه أسئلة حول السلوك. |
Ve teşviklere dolambaçsız yollarla cevap veren mantıklı kişiler olduğumuza dair insan doğası görüşüne götürdü. Ve bu insan davranışını fizik varsayımlarını kullanarak nasıl ölçülebileceğini deneyen insanların olduğu bir dünyayı görmenin yollarını gösteriyor. | TED | وهذا أدى إلى النظر إلى الطبيعة الإنسانية على أننا أفراد عقلانيون يتجاوبون مع المحفزات بطريقة مباشرة وصريحة. مما أدى إلى طرق لرؤية العالم حيث يحاول الناس استخدام فرضيات الفيزياء لقياس سلوكيات البشر. |
Nadir rastlanan hafıza ve problem çözme kombinasyonu fillerin birçok zeki davranışını açıklayabilir. Ama fillerin zihinsel yaşantısı hakkında yeni yeni öğrenmeye başladıklarımızı açıklamıyor. | TED | يفسر المزيج النادر بين الذاكرة ومهارة إيجاد الحلول بعضا من سلوكيات الفيلة الأكثر ذكاء، لكنه لا يفسر بعضا من الأمور التي بدأنا للتو بمعرفتها عن حياتها العقلية. |
Her tür beyin hücresinin ve de beynin yeterli düzeyde iyi modellerini elde edersek, tüm beyin için yeterli düzeyde iyi bir model oluşturabiliriz, bu model de orijinal beyinle aynı giriş-çıkış davranışını sergiler. | TED | لو كان لدينا نماذج جيدة بما فيه الكفاية من كل أنواع خلايا الدماغ ونماذج جيدة بما فيه الكفاية من الأدمغة، نستطيع أن نضعها معًا لصنع نموذج جيد بما فيه الكفاية لدماغ متكامل، وسيكون لدى هذا الدماغ النموذج نفس سلوكيات الإدخال والإخراج كالأصلي. |
Bir sürü yaratık -- bu at sadece bir örnek -- özyıkımsal davranışlar geliştirir. | TED | الكثير من المخلوقات هذا الحصان هو أحد الأمثلة يعاني من سلوكيات التدمير الذاتي. |
Bu yüzden tasarımcılar giderek eşyalardan ziyade davranışlar üzerinde çalışıyor. | TED | وهذا هو السبب لِمَ المصممين، يعملون كثيراً على سلوكيات أكثر من الأشياء. |
Hayır, ispinozların çiftleşme davranışlarına bakarak kadınlar ve seks hakkında hoyratça bir genelleme sonucuna ulaşamazsın. | Open Subtitles | لا، لا يُمكــنك استقــــراء سلوكيات تزاوج الطيور لإصدار تعميمات خاطئة عن النساء والجــــــنس. |
İnsanlardan FPS ismini verdiğimiz terör davranışlarına cesaret verecek soykırım suçlarının işlendiği masum sivillerin öldürüldüğü bir yerlerin bombalandığını, yağmacılık yapılan gerçek hayatta karşılığı olan bir tür oyun oynamalarını istiyoruz. | Open Subtitles | لذا، بَدأنَا حالة حيث الناس سَيَمثلونَ عنف أول شخص يطلق النار حيث يشتركون في سلوكيات إرهابية، |
Gitmeden önce, sizi günlük etkileşimlerde yaydığımız değerleri ve bu değerlerin etrafınızdaki davranışları nasıl şekillendirdiğini düşünmeye davet etmek istiyorum. | TED | لذا قبل ذهابي، أود منكم أن تتأملوا القيم التي ننشرها في تفاعلاتنا اليومية، والتي قد تؤثر في بناء سلوكيات من حولنا. |
Her gün tekrar eden böyle küçük davranış ve durumlar sizi yıpratır. | TED | ترهقكم سلوكيات وأنماط صغيرة مثل هذه كل يوم مرارًا وتكرارًا. |