15 yılının kaldığını söylediğini duydum. | Open Subtitles | ـ نعم وأنا سمعتك تقول أنه مازال لديك 15 سنة |
Birilerine akşam sabaha kadar parti vereceğini söylediğini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك تقول لأحدهم أنك تُقيم حفلات من غروب الشمس حتى الفجر |
O moruğa eğer kıpırdarsa vuracağını söylediğini duydum kıpırdadı. | Open Subtitles | سمعتك تقول لو تحرك ذلك الفتى سيتعرض لطلقة حسناَ لقد تحرك |
Tıbbı yardım için daha sonra gelin. - "Gel." dediğini duydum. | Open Subtitles | عد لاحقا لـ احتياجاتك الطبية لقد سمعتك تقول , ادخلوا الان |
Ama geçici bir müdüre ihtiyacınız olduğunu söylediğinizi duydum? | Open Subtitles | ولكن هل سمعتك تقول بأنك في حاجة إلى مدير بالإنابة ؟ |
Hiçbir şey mi? Bir şey dediğini duydum. Kendi kendine konuşmuyordun ya? | Open Subtitles | لاشئ ، لقد سمعتك تقول شيئا ، اكنت تكلم نفسك ؟ |
Ne? Sırf bana acıdığından takıldığını söylerken duydum. | Open Subtitles | لقد سمعتك تقول بانك تتسكع معي بدافع الشفقة |
Biliyorum, bunu söylediğini duymuştum. | Open Subtitles | أعلم، سمعتك تقول ذلك، لكن المشكلة |
Peki, Howard dünyanın çok sıcak olduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | "الآن يا " هاوارد لقد سمعتك تقول أن العالم كان شديد الحرارة فى يوم ما |
Biliyorum. söylediğini duydum. | Open Subtitles | أعلم هذا سمعتك تقول هذا من قبل |
Senin kısık sesle davayı çözdüğünü söylediğini duydum Afedersin. | Open Subtitles | سمعتك تقول لطبيبك النفسي حللت القضية |
Ama, evet, yüksek sesle bir şeyler söylediğini duydum. | Open Subtitles | ولكن أجل، سمعتك تقول شيئاً بصوت عالٍ |
Bir şey söylediğini duydum, fakat ne söylediğinden emin değildim. | Open Subtitles | سمعتك تقول شيئاَ لكن .. |
-Hiç birşey demedim. -Birşeyler söylediğini duydum. | Open Subtitles | لم اقل شيئا سمعتك تقول شيئا |
-Hiç birşey demedim. -Birşeyler söylediğini duydum. | Open Subtitles | لم اقل شيئا سمعتك تقول شيئا |
Üzgünüm, eminim ellerinden geleni yapmışlardır falan dediğini duydum ve doğal olarak merak ettim. | Open Subtitles | سمعتك تقول اشياء كـ"يؤسفني" "ومتأكد أنك فعلت ما بوسعك" من الطبيعي أن أقلق |
"Taşak" dediğini duydum hem de on kere falan. | Open Subtitles | سمعتك تقول كور اكثر من عشر مرات |
Çünkü, az önce C koğuşunda 24 kişi olduğunu söylediğinizi duydum. | Open Subtitles | لأنّي أعتقد أنّني سمعتك تقول "بأنّ هناك 24 مريضاً في الجناح "ج |
Bak, Şişko Tony'yi öldüğünü söylediğinizi duydum. Bu da benim peşimden gelecekleri anlamına geliyor. | Open Subtitles | اسمع، سمعتك تقول أنهم قتلوا (فات توني)، هذا يعني أنهم سيقتلوني تالياً |
O yüzden böyle otur, çöreğinin tadını çıkart ve Carly'e "lütfen" ya da "teşekkür ederim"den başka bir şey dediğini duyarsam, seni erkekler tuvaletine götürür ve ağzını sabunla yıkarım. | Open Subtitles | لذا فأنت ستجلس وتستمتع بكعكتك وإذا سمعتك تقول أى شيئ " غير " من فضلك " أو " شكراً لكِ " إلى " كارلي |
Tüm gün nerelerde olduğunu şimdi öğreniyorum. Maggie'ye söylerken duydum. - Seni pislik. | Open Subtitles | والآن عرفت أين كنت طوال اليوم لقد سمعتك تقول "ماجي" |
Bunu söylediğini duymuştum. | Open Subtitles | سمعتك تقول ذلك. |