Ve beş metre aşağıda, kalın bir çamur tabakası altında, çanak çömleğin sık olduğu bir tabaka bulduk. | TED | وبعمق خمس أمتار، تحت طبقة سميكة من الطين، وجدنا طبقة كثيفة من الفخار. |
Yüzeyde, kalın bir kuru ot tabakası oluşturuyoruz, böylece dışarısı sıcakken toprak nemli kalıyor. | TED | على السطح، ننشر طبقة سميكة من النشارة، لذا عندما يكون الجو حاراً في الخارج تكون التربة رطبة من الداخل. |
Ve derilerinin hemen altında bulunan kalın yağ tabakası sayesinde bunun gibi soğuklarda bile ısı kaybını önleyebilirler. | Open Subtitles | وفروهم، بطبقةٍ سميكة من الدهن تحته، يمنع تحرير مُعظم الحرارة، حتّى في أجواءٍ باردة كهذه. |
Ve kürklerinin altındaki kalın yağ tabakası sayesinde böylesine dondurucu soğuklarda bile bu ısının kaybolmasını önlerler. | Open Subtitles | وفروهم، بطبقةٍ سميكة من الدهن تحته، يمنع تحرير مُعظم الحرارة، حتّى في أجواءٍ باردة كهذه. |
Yoğun ve kalın kürkleri kar maymunlarının bu zorlayıcı koşullarda soğuktan izole olmasını sağlar. | Open Subtitles | طبقاتٌ سميكة من الفرو تُساعد في عزل هذه القردة في هذه البيئة القاسية. |
İri parçacıklı kalın bir tabakadan geçiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعبر بما يبدو طبقة سميكة من الجسيمات |
Bunlar da okyanus tabanında kalın tebeşir veya kireçtaşı birikintileri oluşturdular. | Open Subtitles | تراكمت في ترسبات سميكة من الطباشير أو حجرٍ جيري على قعرِ المحيط. |
Niteliklerini kalın bir gelenek örtüsünün altında sakladı, ...bu yüzden başta kim olduğunu görememiştim. | Open Subtitles | فقد أخفى مميزاته تحت بطانية سميكة من التقاليد لذا لم أستطع رؤية حقيقته في البداية |
Ve bu durumda, atmosferi kalın bir buhar tabakası olup, sıvı sudan değil de, ne tam gaz ne de tam sıvı denemeyecek yapıda; egzotik formdaki süper akışkan bir su okyanusunu örtüyor olurdu. | TED | وفي هذه الحالة, ستكون في جوّه طبقة سميكة من البخار بدلاً من تواجد المحيط المعروف لدينا ليس بالماء السائل ولكن في حالة غريبة, فائق الميوعة ليس قريبا من الغاز وليس قريبا من السائل |
Böylece hem kırık bir pencere hem de kapalı bir pencere radyasyon üzerinde aynı minimum etkiye sahipken kalın çelik, beton ve topraklanmış tabakalar ciddi koruma sağlayabilir. | TED | لذلك في حين أن نافذة مكسورة ونافذة مختومة كلاهما لديه نفس الحد الأدنى من التأثير على الإشعاع، طبقات سميكة من الفولاذ والخرسانة، والأرض معبأة يمكن أن تقدم حماية جيدة. |
Sakın az sürüp cimrilik yapmayın. kalın bir vazelin tabakası olsun. | Open Subtitles | لا تبخلي ، ضعي طبقة سميكة من الفازلين |
Astrobiyolog Dale Andersen'in odaklandığı ortam yıl boyunca kalın buz tabakalarının altında kalan göl tabanları. | Open Subtitles | البيئة التي يركز عليها "عالم الأحياء الفلكية "دال أندرسن هي قاع البحيرات والتي تغطي طوال العام بطبقات سميكة من الجليد |
Siyah tozdan oluşan kalın bir tabaka yüzeyini kaplıyordu. | Open Subtitles | طبقة سميكة من الغبار الأسود تغطّي سطحه |
1748'de bir grup araştırmacının burasını yeniden keşfettiğinde kalın toz ve döküntü tabakasının altında Pompeii'nin oldukça iyi bir şekilde muhafaza edildiğini gördüklerinde şaşırdılar. | Open Subtitles | لم تكن معروفة حتى عام 1748 تاريخ, اكتشاف الموقع من مجموعة مستكشفين المفاجاة كانت انه تحت طبقة سميكة من الغبار والحطام بومبي كانت سليمة تماماً. |