Büyük bir arazi satın alıp, sonra parça parça satacağız. | Open Subtitles | نحن بصدد شراء تلك الأرض ثم سنبيع جزء منها |
Koca oğlanlar gittiğine göre, onların bu çerçöplerini satacağız, ve yerlerine heykelcik ve biblolar koyacağız. | Open Subtitles | بينما الصبيان ليسو هنا سنبيع كل خردتهم العديمة الفائدة ونستبدلها بالتحف والتذكارات |
Frank, bizi şu eskiden üyesi olduğun golf kulübüne sokacaksın ve biz de hapları orada satacağız. | Open Subtitles | فرانك .. انت ستدخلنا الى النادي الريفي الذي اعتدت على الذهاب اليه ونحن سنبيع الحبوب هناك |
Park yerine ihtiyacımız olmayacak. Çünkü ilk yılın kirasını karşılayabilmek için arabayı satıyoruz. | Open Subtitles | لا نحتاج للمواقف , نحن سنبيع السياره لنغطي دفعة سنة من الإيجار |
Şey, belki gelir veya belki parçalarını hurda olarak satarız. | Open Subtitles | ربما سيفعل و ربما سنبيع أجزائه فقط كخرده |
Madem burayı satacağız, tam olarak ne kadar edeceğini bilmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كنا سنبيع هذا المكان فربما علينا أن نعرف، كم سيستحق بالضبط |
Çocuklar için olan bir konserde nasıl esrar satacağız? | Open Subtitles | كيف سنبيع الحشيش في حفلة موسيقية للأطفال ؟ |
Pekâlâ, bu yüzüğü sadece 3,795 dolardan satacağız. | Open Subtitles | حسناً، سنبيع هذا الخاتم بثلاثة آلاف وسبعمائة وخمسة وتسعين دولاراً |
O aptal şarkınız olmasa bile bir sürü bilet satacağız. | Open Subtitles | نعم سنبيع الكثير من التذاكر بدوزن أغنيتكم الغبية |
Tüm oyuncaklarını satacağız ve parkta bir çadırda yaşayacağız tavşan ve sincap yiyerek besleneceğiz. | Open Subtitles | سنبيع كل ألعابك وسنعيش في خيمة في الحديقة سوف نأكل الأرانب والسناجب |
Sonra üzerine kar payı koyup parça parça satacağız. | Open Subtitles | وبعد ذلك سنبيع جزء منها مع الربح |
Bizim olmayan yerlerde nasıl mal satacağız peki? | Open Subtitles | كيف سنبيع في زوايا لا نُسيطر عليها ؟ |
"Size koltuğun tamamını satıyoruz, ama oturmaya fırsat bulamayacaksınız!" | Open Subtitles | سنبيع لك المقعد بالكامل ! لكنك ستحتاج فقط إلى الحافه |
Evet, Long Island'daki evimizi satıyoruz. | Open Subtitles | " أجل .. إننا سنبيع منزلنا في " لونغ آيلند |
satıyoruz, çünkü iş adamıyız. | Open Subtitles | سنبيع كل شيء لأننا رجال أعمال، |
Tuzlularsa, daha çok bira satarız. | Open Subtitles | ، إذا كانوا مالحين هذا يعني اننا سنبيع المزيد من الجعه |
SabahIarı satıp, öğIenIeri tutarız. | Open Subtitles | سنبيع في أوقات الصبّاح، ونستمر بالعمل أوقات الظهيرة. |
- yeni açacağımız güzellik reyonunda makyaj malzemesi satma fikri. | Open Subtitles | هو ما إذا كنا سنبيع المكياج بمنضدات التجميل الجديدة |
İyi, o zaman bilet satalım. | Open Subtitles | نحن سنبيع التذاكر. |
Siz gerçekten bizim, halkımızın liderini bir kadeh ucuz brendiye satacağımızı mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً بأننا سنبيع قائد شعبنا مقابل كأس صغير من شراب رخيص ؟ |
Belki demek istediğimi şimdi anlarsın. Demek istiyorum ki, burayı satacağım. | Open Subtitles | ربما الآن انت تعرف اننى أعنى هذا انا جاد, سنبيع المنزل. |
Ah be, ne kadar ev satardık. | Open Subtitles | يا الهي,سنبيع الكثير من المنازل |
Muhtemelen avukat ücretlerini ödemek için esyalari da satacagiz. | Open Subtitles | و ربما سنبيع كل شيء لكي ندفع للمحامين |
Onları satacağımız fiyatın iki katı ediyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانت تساوي الضعفين من القيمة التي كنا سنبيع بها. |