Kolayca buradan geçeceğiz. Suyun boyumuzu aşacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | . سنعبر من هنا لا تبدو وكأنها ستعلوا رؤسنا |
Şimdi yolun karşısına geçeceğiz. Burası kirli. | Open Subtitles | حسناً ، الآن سنعبر الطريق المكان قذر هنا |
Sonar ağlarından geçeceğiz, en büyük şehirlerine gideceğiz rock 'n' roll müziklerini dinlerken füze talimleri yapacağız. | Open Subtitles | و سنعبر شبكات راداراتهم و سوف نقف عند أبواب أكبر مدنهم و نستمع إلى موسيقى الروك بينما نُجري تدريبات إطلاق الصواريخ |
Açık köprü ya da feribot bulana dek Hudson boyunca gideceğiz sonra Hudson nehrini geçip Connecticut'ın arka yollarından Boston'a kadar gideceğiz. | Open Subtitles | حتى نعثر على جسر أو عبّارة ثم سنعبر إلى هدسون و من ثم سأسلك الطرق الخلفية عبر ولاية كونكتيكت وصولاً إلى بوسطن |
Ölüler Adasının yakınındaki bu dağları yarın aşacağız. | Open Subtitles | سنعبر هذه الجبال غداً, بالقرب من وادي الموت |
Mezarlığı geçiyoruz. Sonra... | Open Subtitles | سنعبر المقبرة القديمة |
Ormanda bir bok göremeyeceğiz ama bu işi üstesinden geleceğiz. Hazır mısın? | Open Subtitles | لن نرى شيئاً فى الغابة ، لكننا سنعبر هذا ، هل أنتى مستعدة ؟ |
Bu zıp zıplarla, En sonunda başaracağız. | Open Subtitles | بعصيان القفز هذه، سنعبر السور أخيراً |
Merak etme. Bunu da atlatacağız. Söz veriyorum. | Open Subtitles | -لاتقلقوا، نحن سنعبر هذا أَعِدكم لا تخافو |
Kaptan az sonra Yengeç Dönencesini geçeceğimizi söyledi. | Open Subtitles | الكابتن يقول أننا سنعبر مدار السرطان قريباً |
Belli ki, geçeceğiz. Sanırım, boş bir ev bulmalıyız. | Open Subtitles | سنعبر بالتأكيد، لذا فسنجد منزلاً خالياً. |
Dönemeçten geçeceğiz ama manzara hoşuma gitmezse yön değiştirip başladığımız yere dönebiliriz. | Open Subtitles | سنعبر النهر مرحله تلو الأخرى اذا لم يعجبني الأمر فسنغير الاتجاه |
Oraya geldiğimizde köprüyü geçeceğiz. | Open Subtitles | حسنا، تعرفين، سنعبر ذلك الجسر عندما نجيء إليه |
Sonra şundan geçeceğiz, yani... Profesyonel boya topu atıcılarından boya topu yiyeceğiz. | Open Subtitles | و سنعبر من خلال هذه حيث سنضربها بواسطة كرات مدهونة |
Bir dereden geçeceğiz, sonra solda bir patika olmalı. | Open Subtitles | سنعبر مجرى مائيا والمفروض أن نجد طريقا على اليسار |
Sana şu kadarını söyleyeyim, bizim gibiler bu davada olsun istersin çünkü o duvarları yıkıp içinden geçeceğiz. Anladın mı? | Open Subtitles | و دعني أخبرك، أنت ترغب بأشخاص مثلنا المضيّ في هذه القضيّة، لأنّنا سنعبر تلك الحيطان، فهمت؟ |
Demir yolu geçip izlerini takip edeceğiz. | Open Subtitles | سنعبر الجسر الحديدى ونحاول اقتفاء آثارهم |
Birinci hattı aşacağız, sonra da arkadaki tarlayı. | Open Subtitles | سنعبر خطهم الأول ثم المزرعة التى خلفهم |
Tamam, Kartal Göz biz karşıya geçiyoruz. | Open Subtitles | عُلم يا "عين الصقر" سنعبر السياج |
Şansımız varsa yarın gün bitmeden önce kimseye görünmeden Daret'ten geçeriz. | Open Subtitles | ان كنا محظوظين غداً فنحن سنعبر داريم دون ان يروننا |
Aşağıdaki hevesliler buz kitlesi yoluna düştüğünde onları çoktan geçmiş olacağız. | Open Subtitles | سنعبر تلك القنادس المتحمسة قبل أن تصل ساحة الجليد الأول. |
Ve, su açik alani nasil korumalar bizi görmeden geçecegiz? | Open Subtitles | وكيف سنعبر الحقل المفتوح بدون أن يرانا الحارس؟ |