Başının arkasından darbe almış. onun yaşındaki bir kadını öldürmeye yeter. | Open Subtitles | إصابة على مؤخرة الرأس كانت كافية لقتل إمرأة في مثل سنّها |
Bu onun tek dişi. Nasıl görüneceğini düşünüyor. | Open Subtitles | إنه سنّها الوحيد إنها قلقة بما تبدو عليه |
Bana onun yaşında olduğum zamanki yaşı hatırlatıyor. | Open Subtitles | ذكّرتني في المرحلة التي كنت أبلغ فيها سنّها |
Ben onun yaşında kesinlikle başa çıkamazdım. | Open Subtitles | وفي سنّها هذا, لن تنجح في تقمص الشخصية |
onun yaşında ve durumunda olan biri için bunu onaylamam. | Open Subtitles | ليس في سنّها وحالتها. |
Af diliyor. onun yaşındakiler nasıldır bilirsin. Başka bir arkadaşı hastalanmış. | Open Subtitles | إنها آسفة للغاية ، تعرفين كيف يكون الأمر في سنّها ، صديق مريض آخر |
Yani ben onun yaşındayken, ...bana onun yaşındaki halini hatırlatıyor . | Open Subtitles | أقصد حين كنت في سنّها ذكّرتني بسنّها |
Ben onun yaşındayken.. | Open Subtitles | حين كنت في سنّها ذكّرتها سنّها بي |
Yani, onun koyduğu kurallara uymak zorundayız. | Open Subtitles | أعني، علينا أن نتبع القواعد التي سنّها |
onun yaşındayken yaptıklarını. | Open Subtitles | ماذا فعلتَ عندما كنتَ في سنّها |
Bekle, bu onun ilk dişi. | Open Subtitles | مهلًا، إنه سنّها الأول |