| Sana bir sufle yaptım, ama yaşamak için çok güzeldi. | Open Subtitles | لقد صنعت لك سوفليه لكنه كان جميل جداً لأن يعيش |
| Hepsini bir kaseye koyup yumurta süt ekleyip fırına attığımda yalancı sufle oluyor. | Open Subtitles | إذا قمت بوضعهم في زبدية وأضفت البيض والحليب وحشرتهم في الفرن لن أحصل إلاّ على سوفليه رديئة |
| Bir Tembel Hayvan'dan yapılmış et suyu çorbası... veya leziz bir sufle! | Open Subtitles | شوربة مصنوعة من الدبب سوفليه من لحم النمر |
| Bir Tembel Hayvan'dan yapılmış et suyu çorbası... veya leziz bir sufle! | Open Subtitles | شوربة مصنوعة من الدبب سوفليه من لحم النمر |
| Benim çikolatalı suflemi hatırlıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تتذكر سوفليه الشوكولاتة الخاص بي ، ألست كذلك؟ |
| Eğer sen yapıyorsan nasıl annenin suflesi oluyor ki? | Open Subtitles | كيف يمكن أن يكون سوفليه أمّك طالما أنّك من تصنعينه؟ |
| Bir ördek, bir levrek ve bir sufle hazırlansın, lütfen. | Open Subtitles | قوموا بتحضيرطبق من لحم البط, و سمك القاروس و طبق سوفليه, رجاءً |
| Ama şık bir tatlı yapacağım, parfe, sufle ya da creme brulee gibi. | Open Subtitles | أعد أن أريدُ لكن فاخرة حقيقة حلوى سوفليه أو بارفيه كراميل |
| Ya en başta çikolatalı sufle diye başlıyorsun ama sonra düşünce panik oluyor ve adını çikolata volkanı diye değiştiriyorsun. | Open Subtitles | حسناً، إنه يبدء بمحاولة صنع سوفليه بالشكولاتهوحينتفشلي،تصابينبالفزع، سريعاً تغيرين الإسم وها هى ذا كعكة حمم الشيكولاته |
| Terasta bir masa, çikolatalı sufle... | Open Subtitles | طاولة لموعد أول، تطل على الفناء مباشرة ويوجد سوفليه الشيكولاتة |
| sufle yapıyorsam ya da birinin sevgilisi oluyorsam en iyisi olmam gerek. | Open Subtitles | يقوم بعمل سوفليه أو كونه شخص ما صديقها، يجب أن أكون أفضل من أي وقت مضى في ذلك. |
| Çikolata sufle ve latte alacağım. | Open Subtitles | سآخذ سوفليه الشوكلاته و قهوة بالحليب |
| - Bu gece sufle olmayacak. | Open Subtitles | -لن يكون هنالك "سوفليه" الليلة -و لحم الضأن ما يزال نيئ |
| Bu arada sufle pişirmekle alakası bile yoktu. | Open Subtitles | لعلمكم ما فعلته لم يكن شبيهاً بصنع فطائر الـ "سوفليه" علي الإطلاق. |
| Bir çikolatalı sufle için nelerimi vermezdim. | Open Subtitles | سأفعل أي شيء من أجل سوفليه الشوكولاتة |
| sufle beklemez. | Open Subtitles | الـ سوفليه لا يجب أن ينتظر |
| -Evet. Güzel sufle yapar. | Open Subtitles | نعم, نعم, انه يعمل سوفليه جيد |
| Fırın. İçinde sufle var. | Open Subtitles | فرن ، إنه سوفليه |
| Ayrıca, bir tane daha sufle yaptım. | Open Subtitles | أيضاً، عملت سوفليه آخر |
| baharat sufle yapabilir ... | Open Subtitles | لا , لقد أخبرتك,التوابل يمكنك عمل (سوفليه ) بها الان |
| Çukulatalı suflemi tam fırından çıkardım ki, birden sönüverdi. | Open Subtitles | لقد أخرجت للتو "سوفليه الشكولاته" من الفرن. وقد سقطت. |
| - Domates suflesi var. | Open Subtitles | -إذن، عندك سوفليه الأمعاء |