Molotov ve büyük Sovyet delegeleri konferans masasının etrafında toplandı. | Open Subtitles | فإن مولوتوف ووفد سوفياتي كبير كانوا حاضرين على طاولة المؤتمر |
Eylül 1959'da Nikita Sergeyevic Khruschev, Amerika'yı ziyaret eden ilk Sovyet lider oldu. | Open Subtitles | في سبتمبر عام 1959، أصبح نيكيتا خروشوف سيرجيفيتش أول زعيم سوفياتي يزور أمريكا |
Churchill sonraki Üç Büyük toplantısının Batı'da yapılmasını istedi ama Stalin Sovyet topraklarındaki bir buluşma yerinde ısrar etti. | Open Subtitles | رغب تشرشل في أن ينعقد اللقاء ،المقبل للثلاثة الكبار في الغرب لكن ستالين أصر على مقر إنعقاد سوفياتي |
Ayrılıkçılar Kursk'deki Sovyet füze rampasını kaçırıp Birleşik Devletler'e kıtalararası balistik füze fırlattılar. | Open Subtitles | قام انفصاليون باختطاف مستودع صواريخ سوفياتي في "كورسيكا" وأطلقوا أحدها على الولايات المتحدة. |
Bu arkadaşımız için pislik! Sovyet saldırısı yapalım. | Open Subtitles | لأجل صديقنا أيّها السافل هجوم سوفياتي |
Sovyet sığınmacıyı oynadığı... füze şifreleri falan... | Open Subtitles | كان يمثل في فيلم روسي بدور سوفياتي... به صواريخ وأشياء عسكرية ورموز صواريخ وهكذا |
Afganistan'a giren 130,000 Sovyet askerini gözden kaçırdılar. | Open Subtitles | لم يروا دخول 130.000 جندي سوفياتي إلى (أفغانستان) |
Sovyet ajanı mısın? | Open Subtitles | هل أنت عميل سوفياتي ؟ |
Adam Sovyet vatandaşı. | Open Subtitles | هو مواطن سوفياتي |
Sen Sovyet değilsin. | Open Subtitles | أنت لست سوفياتي. |
Çünkü bırak Abel'ın Sovyet casusu olmasını Sovyet vatandaşı oluğunu bile hala tanımak istemiyorlar. | Open Subtitles | لأنّهم لا يزالون يرفضون الإعتراف ب(أيبل) كمواطن سوفياتيّ، على غرار أن يكون جاسوساً سوفياتي إذن... |
Onlar Abel'in Sovyet vatandaşlığını tanımıyor. | Open Subtitles | هم لا يعترفون ب(أيبل) كمواطن سوفياتي |
"Powers, Sovyet casusuna karşılık serbest bırakıldı." | Open Subtitles | "حريّة (باورز) مقابل جاسوس سوفياتي" |