Biraz zaman alacak, o yüzden, birisi gelirse beni uyarın. | Open Subtitles | سوف يأخذ وقتا قليلا , لذا حذرني اذا اتى احد |
Bu biraz zaman alacak. Charlie'nin bir sürü arkadaşı var. | Open Subtitles | هذا سوف يأخذ وقتا تشارلى كان لديه الكثير من الأصدقاء |
Bu durumu şu şekil özetliyor: Eğer yatakta yatan bir hasta varsa bir başka kişi hastanın kullandığı mikroplu malzemeleri alacak | TED | و للتوضيح أكثر فهذا الرسم يبين أنه إذا كان لديك شخص مريض فى الفراش, فإن أحدهم سوف يأخذ المواد الملوثة. |
Biraz zaman alır. Biz de oralardan geçtik. | Open Subtitles | سوف يأخذ هذا بعض الوقت لقد كنا موجودين هناك |
Yaptığını öğrenir öğrenmez, herşeyini alacaktır... kafandaki gösterişli küçük şapka da dahil. | Open Subtitles | وعندما يعرف ما الذي فعلته، سوف يأخذ كُل شيء من ضمنه الربح الذي كسبته. |
Vardığımızda hızlı bir gözden geçirme yapacağız. En fazla bir ya da iki dakika sürer. | Open Subtitles | تنقوم بإخراج من في المطعم سوف يأخذ الامر اقل من دقيقه او دقيقتين |
Pekala, biraz uzun sürecek ama biter bitmez, gelip seni bilgilendireceğim, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً ، هذا سوف يأخذ وقت ولكن بمجرد ان انتهي ، سوف اخرج واخبرك حسنــاً ؟ |
Kongrede Paul Ryan ve Cumhuriyetçilerin gücünün azalmasını bekliyorsanız, bu biraz zaman alacak. | TED | فلو أنك تنتظر راؤول رايان والجهوريون في الكونجرس أن يقوموا بالتنقيب، فهذا سوف يأخذ وقتا ليس بالقصير. |
- Eski kocamla konuştum. Noel'de Danny'i alacak. | Open Subtitles | لقد تحدثت ، إلى زوجى السابق سوف يأخذ دانى عنده ، حتى الميلاد |
Başlasam iyi olur. Bu yeri bulmam biraz zaman alacak. | Open Subtitles | سوف يأخذ هذا مني بعض الوقت لمعرفة هذا المكان |
Biraz zaman alacak çünkü orada hız şeridi yok sıradan yollar ama hiç olmazsa direk gidiyor. | Open Subtitles | ثم سوف يأخذ الطريق وقتاً لأنَّ هناك لا يوجد طريق سريع شوارع عادية فقط لكنها على الأقل مباشرة |
Böylece içinizden biri ofisimi ve koltuğumu alacak. | Open Subtitles | .فقط تنتظرون ذهابي .وهكذا احد منكم سوف يأخذ هذا الكرسي والمنصب |
Sigorta poliçemden 10 milyon dolar alacak. | Open Subtitles | سوف يأخذ بوليصة التأمين على حياتي التي تقدر بـ 10 مليون دولار |
Ama bilmelisiniz ki ekonomi Broncos şapkalarınızı kafalarınızdan alacak. | Open Subtitles | لكن ألم يعلموا أن الاقتصاد سوف يأخذ قبعات البرونكو من على رؤوسهم. |
Fonetik eşleme programı kullanabilirim. Ama biraz zaman alır. | Open Subtitles | قد أبحث في برنامج مطابقة لفظي لكنه سوف يأخذ وقتاً |
Ahbap, bu işi kaybedemem yoksa babam otomobilimi geri alır. | Open Subtitles | ياصاح, انا لا يمكننى ان اخسر تلك الوظيفة فأبى سوف يأخذ منى سيارتى. |
bir kaç gün alır ama eğer Mandi görüntünün içindeyse o görüntüyü kesin bulurum ama karşılığında bir şey istiyorum biliyordum.. karşılıksız yapmayacağını biliyordum ne istiyorsun, Elliot? | Open Subtitles | سوف يأخذ التحقق عدة ايام لو ماندي وضعت شيئا سوف أجده سوف اجد الصور ولاكنني أريد شيئا بالمقابل |
Yaptığını öğrenir öğrenmez, herşeyini alacaktır... kafandaki gösterişli küçük şapka da dahil. | Open Subtitles | وعندما يعرف ما الذي فعلته، سوف يأخذ كُل شيء من ضمنه الربح الذي كسبته. |
Maalesef müşterimiz bunu fazlasıyla kişisel alacaktır. | Open Subtitles | أخشى أن موكلنا سوف يأخذ ردكما هذا بمحمل شخصي للغاية. |
Sipariş vermek zorundayız. Bu da günler sürer. | Open Subtitles | علينا ان نطلبها ذلك سوف يأخذ اياماً |
Ve muhtemelen çok uzun sürecek, ama ben sabırlı bir adamım. | Open Subtitles | وربما هذا سوف يأخذ وقتأ طويلاً ولكن أنا رجل صبور |
Post giyen bir avcının, veya pis kokan... fasulye deposu bir kürk tacirinin bu ödül parasını alacağını yazıyor. | Open Subtitles | بأن صياداً لعيناً يرتدي الفرو سوف يأخذ المكافأة |
Şu anda görünen o ki, McKenna sırrını kendisiyle birlikte mezara götürecek. | Open Subtitles | الآن يبدوا أن ميكينا سوف يأخذ سره معه إلى قبره |