sadece bu tüfek vardı... Kesin ve dehşet verici ölümle aramda. | Open Subtitles | بدون شىء يفصل بيني وبين الموت المحقق سوى هذه البندقية |
O aileyi kaybedersem, sadece bu aile kalır. | Open Subtitles | إن خسرت تلك العائلة فلن يكون عندي سوى هذه العائلة |
90,000 kutu Slurm kontrol ettik ve elimize sadece bu çöplük geçti. | Open Subtitles | تحققنا من 90 ألف علبة "سليرم" ولم نربح سوى هذه الخردة. |
Şu büyük ağaç tam oradaydı. Şimdi sadece şu küçük dal var. | Open Subtitles | الشجره الكبيره التى كانت هناك والآن لا يوجد سوى هذه الشجيره الصغيره |
Elimde sadece şu lanet Nepal paraları var. | Open Subtitles | ليس معي سوى هذه العملات النيبالية السخيفة. |
Bugün sana sadece şu uçurtmaya mal olacak. | Open Subtitles | لأنها اليوم ، لن تكلفك سوى هذه الطائرة |
Vadi'nin ilk lordlarının elinde bu dağlardan başka bir şey yoktu ve nasıl kullanacaklarını da iyi bildiler. | Open Subtitles | ملوك الوادي الأوائل لم يكن لديهم الكثير سوى هذه الجبال وعرفوا كيف يستغلونها ... . |
Ama onun elinde sadece bu tek yumurta var. | Open Subtitles | هي لم يتبقى لها سوى هذه البويضه |
Hiç Gardel'imiz kalmadı, elimizde sadece bu millî marşlı olan var. | Open Subtitles | لقد نفدت منا موسيقى أغاني (غارديل) لا نملك سوى هذه بالنشيد الوطني |
Geriye sadece bu fosiller kaldı. | Open Subtitles | لم يبق سوى هذه الأحافير. |
Aslında, ihtiyacım olan sadece bu. | Open Subtitles | في الواقع... لا أحتاج سوى هذه |
Vadi'nin ilk lordlarinin elinde bu daglardan baska bir sey yoktu ve nasil kullanacaklarini da iyi bildiler. | Open Subtitles | ملوك الوادي الأوائل لم يكن لديهم الكثير سوى هذه الجبال وعرفوا كيف يستغلونها ... . |