Birde bu yeterince kötü değilmiş gibi kendimizi nereye gittiğini bilmediğimiz bilinmezliğe doğru yol alan bir uçakta bulduk. | Open Subtitles | وكما هذا لم يكن سيئا بما فيه الكفاية. لقد وجدنا نفسنا في طائرة. متجهين الى مصير غير معروف |
Bu durum yeterince kötü, dostum, uğursuzluk getirme bize. | Open Subtitles | سيئا بما فيه الكفاية لالقرف، المتأنق، لا سخيف النحس لنا. |
İvme vücudumu o kadar ağırlaştırıyordu ki hareket etmek bile güçleşiyordu. Acil Durum Şalteri Bu yeterince kötü olsa da en kötü kısmı bu değildi. | Open Subtitles | كان من الصعب الحصول على حتى خطوة أوه، هذا كان سيئا بما فيه الكفاية |
Bizim yaptığımız hep beklemekti. Orson Davids yeterince kötüydü. | Open Subtitles | ما عانيناه من خلال انتظار سماع أي شيء عن ابننا ديفيد كان سيئا بما فيه الكفاية |
Onun yüzünden Valerie'yi kaybetmem yeterince kötüydü. Şimdi ise... | Open Subtitles | أليس سيئا بما فيه الكفاية أنني فقدت فاليري بسببه , وماذا نفعل الآن؟ |
İlk seferi yeterince kötüydü zaten. | Open Subtitles | كان سيئا بما فيه الكفاية للمرة الأولى. |
Katarakt ameliyatım yetmezmiş gibi. | Open Subtitles | كما لو كان لي عملية الساد ليس سيئا بما فيه الكفاية. |
Zaten yeterince kötüydü ve bir martı gördüm. | Open Subtitles | الذي كان سيئا بما فيه الكفاية بحد ذاته. و صادفت طائر "البفن". |
Annemin Facebook kullandığını öğrenmek yeterince kötüydü. | Open Subtitles | فإكتشاف الـ(فيس بوك) الخاص بإمك, يعتبر سيئا بما فيه الكفاية |