Az önce yaptığımızı yapmak için verdiğimiz 77 dakikalık ara zaten yeterince kötü. | Open Subtitles | ان اكون غير مخلص لشركتي بهذا الشكل اعني ، بأن الأمر سيئ بما فيه الكفاية لأننا اخذنا 77 دقيقة راحة لنفعل ما فعلناه |
Bütün gün okula çakılmak zaten yeterince kötü! | Open Subtitles | هذا سيئ بما فيه الكفاية أَن يلصق هنا في المدرسة طوال النهار! |
Ona dokunman zaten yeterince kötü! | Open Subtitles | هو سيئ بما فيه الكفاية مسسته! |
Koltukaltını, kıçını ve nefesini koklamak yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | هو سيئ بما فيه الكفاية لكي اشتمّ رائحة نفسك واباطك وخلفيتك |
Oy verememem yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | انه سيئ بما فيه الكفاية وليس لديك ألتصويت |
Dr. Reid pelvis kontrolü sırasında hastayı bırakmanız yeteri kadar kötü. | Open Subtitles | سيئ بما فيه الكفاية أن تتركي مريض في منتصف امتحان حوضي |
Yapayalnız olmam yeterince kötü zaten. | Open Subtitles | إن الأمر سيئ بما فيه الكفاية وأنا وحيد |
- Vakıf fonu çekimi almak için annemin beni zorla çalıştırması yeteri kadar kötü zaten ama asıl kötü olan, iş sabahın köründe başlıyor. | Open Subtitles | الامر سيئ بما فيه الكفاية أن والدتي تجعلني اعمل للحصول على اموالي في حسابي الائتماني ولكن العمل يبدأ بالصباح |