Hanımefendileri herkesin önünde laf yemekten memnun değil. | Open Subtitles | سيادتُها ليس أفضل ما يسرها أن توبخ في العلن |
Hanımefendileri yemeğinin lezzetli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سيادتُها قالت أن أخبركِ بأن العشاء كان لذيذاً |
Hanımefendileri, Leydi Mary'nin hiç giymediği kahverengi eteği istiyor. | Open Subtitles | سيادتُها تريد التنورة البُنية الفاتحة التي لا ترتديها "الليدي ماري" أبداً |
Hanımefendileri çoktan kabul salonunda. | Open Subtitles | سيادتُها بالفعل في غرفة الرسم. |
Ve Hanımefendilerinin dediğinden kadın haklarını desteklediğinizi anladım. | Open Subtitles | و مِن ما قالتهُ سيادتُها بدا وكأنكِ تدعمين حقوق المرأة |
Eğer Hanımefendileri Crawley evini ziyaret ediyorsa, bana karşı çıkamazsın. | Open Subtitles | حسناً، إذا كانت سيادتُها مُستعدة لزيارة منزل آلـ"كراولي"، أحسبُ أنك لن تعترض عندما أفعل أنا |
Hanımefendileri Leydi Mary'nin yanında efendim. Maalesef geç kalacak. | Open Subtitles | .سيادتُها مع الليدي "ماري"، سيدي أخشى بأنها ستتأخر |
Hanımefendileri haklı. | Open Subtitles | سيادتُها معها حق |
Hanımefendileri iyi mi? | Open Subtitles | هل سيادتُها على ما يُرام؟ |
Hanımefendileri gitmeye hazır. | Open Subtitles | سيادتُها مُستعدة للمغادرة |
- Leydi Sybil. Hanımefendileri sizi soruyordu. | Open Subtitles | -ليدي "سيبيل" سيادتُها تسأل عنكِ |
Hanımefendileri çağırıyor. | Open Subtitles | سيادتُها ترن الجرس |