Koro: ♫ Beni kollarına aldığında ♫ RC: Bu tamamen bilgisayar kontrolunde eski bir Volvo'nun icinde. | TED | الجوقة : ♫ عندما تحيطني بين يديك ♫ ريتشارد كارتر : انها مؤتمتة تماما هذه سيارة فولفو قديمة |
1960'da tüm İsveçliler böyle bir Volvo almak için para biriktiriyorlardı. | TED | ففي عام 1960 كان معظم السويديون يوفرون اموالهم لشراء سيارة فولفو كهذه |
İşte garajın anahtarı... kurban her akşam tam 7.30'da garaja giderdi... 292 BX 74 plakalı, yeşil Volvo. | Open Subtitles | هذا هو مفتاح المرءاب حيث يذهب الضحية كل ليلة في السابعة والنصف تماما يقود سيارة فولفو خضراء رقم اللوحة292 بي أكس74 |
Bu bir Volvo, Vuk, güçlendirilmiş çelikten yapılma. | Open Subtitles | إنها سيارة فولفو ومصنوعة من الفولاذ المقوي |
Bir Volvo kullanıyordu ve altın çerçeveli bir gözlüğü vardı. | Open Subtitles | إنّه يقود سيارة فولفو خاصة ويلبس نظارة بإطار ذهبي |
Bir Volvo kullanıyordu ve altın çerçeveli bir gözlüğü vardı. | Open Subtitles | إنّه يقود سيارة فولفو خاصة ويلبس نظارة بإطار ذهبي |
Yanından başka bir Volvo geçene kadar saatlerce araba sürebilirsin. | Open Subtitles | "يمكنك القيادة لساعات حتى تقابلي سيارة "فولفو |
- Pek iyi görünmüyor. - 82 Volvo sürüyormuş, hava yastığı yok. | Open Subtitles | لا يبدو بصحة جيدة- سيارة فولفو موديل82 بدون اكياس هوائية - |
Pazar Pazar buraya gelmek zorunda kaldım çünkü kafası arabın ön camının kırıklarından dışarı çıkmış bir şekilde Volvo'nun ön koltuğunda oturuyordu. | Open Subtitles | كان عليّ القدوم في يوم الأحد لأنه كان جالساً... في المقعد الأمامي من سيارة فولفو مستيقظ تماماً... ورأسة يخرج من كسر الزجاج. |
Bir kamyonun ön camına yüzüstü düştü. Kamyon da yerel papazın sürdüğü Volvo'ya çarptı. | Open Subtitles | ضرب الزجاج الأمامي لشاحنة وصاحب الشاحنة صدم سيارة "فولفو" التب كان يقودها قس المدينة |
Mesela, sol göğsüme bir Volvo, | Open Subtitles | مثل سيارة فولفو صغيرة على الثدي الأيسر |
Eğer burda yaşasaydım, bej rengi, Station Wagon bir Volvo gibi bir şey alırdım. | Open Subtitles | أجل، لأنني لو كنتُ أعيش هنا لاشتريتُ شيئاً مثل سيارة "فولفو إستيت" لونها بيج |
Şüpheli araç şampanya rengi Volvo... | Open Subtitles | في سيارة فولفو صفراء |
- Dinle Vuk. Bu bir Volvo. | Open Subtitles | -اسمعني الآن، إنها سيارة فولفو |
- Burda bir Volvo var. Biliyorum. | Open Subtitles | -توجد سيارة فولفو هنا،إنني أعلم ذلك |
Bir Volvo'nuz var. Öyle dediler. | Open Subtitles | -توجد سيارة فولفو هنا،إنني أعلم ذلك |
İsterseniz Volvo alabilirsiniz. Gerçekten istiyorsanız tabii. | Open Subtitles | أجل، يمكنكما اقتناء سيارة (فولفو) إن رغبتما في ذلك |
Metalik mavi renkli Volvo kullanan adam elindeki silahla herkesi tehdit ediyor. | Open Subtitles | -أسمع و يوجد هنا رجل لدية سيارة ( فولفو ) زرقاء -أنة يلوح بمسدس لكل المكان |
Kocaman bir Volvo'm var. | Open Subtitles | لدي سيارة فولفو كبيره. |
Kırmızı bir Volvo 740, 1992 model. | Open Subtitles | سيارة فولفو حمراء طراز 1992 |