Eğer suçu üstlenirsem, ehliyetimi aldığımda bana üstü açık araba alacak. | Open Subtitles | إذا أخذت اللوم فإنه سيشتري لي سيارة مكشوفة عندما أحصل على رخصتي |
Kapamak isteseydim, neden üstü açık araba alayım? | Open Subtitles | إذا كنت سأغلاق السقف مالفائده من شراء سيارة مكشوفة ؟ |
Eisenhower üstü açık araba kullanırdı. | Open Subtitles | ايزنهاور ركب دائما في سيارة مكشوفة |
Ya da bana üstü açık bir araba alırsan tüm bunların önüne geçebiliriz. | Open Subtitles | أو بإمكانكَ أن تشتري ليّ سيارة مكشوفة وعندها يمكن أن نتجنب هذا الأمر |
Kazanırsan, ehliyetini aldığında sana üstü açık bir araba alırım. | Open Subtitles | إذا فزتي سأشتري لك ِ سيارة مكشوفة عندما تحصلين على رخصتك |
Bir aslanın suratına ateş etmek, Muhammed Ali ile dövüşmek ve iki mutlu zebra ile üstü açık araba sürmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أطلق النار على أسد في وجهه وألاكم (محمد علي) وأركب سيارة مكشوفة مع حمارين وحشيين سعيدين |
Eee, neden üstü açık araba? | Open Subtitles | إذن , لماذا سيارة مكشوفة ؟ |
Veya üstü açık araba alırım. | Open Subtitles | أو اشتري سيارة مكشوفة |
Dax geldi. Bize üstü açık bir araba bulmuş... | Open Subtitles | ها قد وصل داكس لقد أحضر سيارة مكشوفة من أجل |
Marilyn Monroe ona sakso çekti ve o da "Kendime üstü açık bir araba alayım bari" dedi. | Open Subtitles | وقال سوف أشتري لي سيارة مكشوفة |
Burada iki yaşlı bayan San Francisco'daki gibi Üstü açık bir tramvayda sırt sırta oturmuşlar. | Open Subtitles | هاتان سيدتان عجوزتان تجلسان ظهرهما لبعض فى سيارة مكشوفة كتلك الموجودة فى سان فرانسيسكو |
Kısa bir süre sonra iki lider saraydan ayrılıp, Üstü açık bir tören arabasına biniyorlar. | Open Subtitles | بعد ذلك انصرف القائدان لجولة فى سيارة مكشوفة |