Numaranızı yardımcıma verin. 5 dakika içinde sizi geri arayacak. | Open Subtitles | رقم هاتف جيفيور إلى مساعدي. هو سيتّصل ثانية بك في خمس دقائق. |
Güven bana. Hazır olduğunda arayacak. Ve sen bunu kaçırmak istemezsin değil mi? | Open Subtitles | سيتّصل عندما يكون مُستعدّاً، وأنت لن تودّي تفويت هذا. |
Beni çekilişin yapılacağı sabah arayacak ve hangisinin olduğunu söyleyecekti. | Open Subtitles | وأنّه سيتّصل بي صباح البرنامج ويُخبرني أيّ واحدة. |
Bizi oradan arayacağını söylüyor, yine de oğlumuzu bir daha görememe ihtimâlimiz oldukça yüksek. | Open Subtitles | يقول بأنّه سيتّصل لكن بالطبع قد لا نرى إبننا ثانية أبداً |
Bizi oradan arayacağını söylüyor, yine de oğlumuzu bir daha görememe ihtimâlimiz oldukça yüksek. | Open Subtitles | يقول بأنّه سيتّصل لكن بالطبع قد لا نرى إبننا ثانية أبداً |
Dediğin gibi, bana ulaşacak olsaydı şimdiye kadar yapardı. | Open Subtitles | كما قلتَ، لو كان سيتّصل بي، فعلى الأرجح لكان فعل بحلول الآن. |
Belki arayacaktı ama ne düşüneceğinden emin olamadı. | Open Subtitles | ربما كان سيتّصل ، ولكنّه لم يعرف كيف تشعرين حيال ذلك |
Ama arayacaktır mutlaka. | Open Subtitles | لكنّه سيتّصل مع ذلك |
Sevdim. Asistanım toplantı için sizi arayacak. | Open Subtitles | حسناً ، سيتّصل بكما مساعدي ليرتّب لمقابلة عمل |
Baban tekrar arayacak ama şimdi ben bekle, kapatma. | Open Subtitles | والدكِ سيتّصل بكِ فيما بعد، حسناً... انتظري |
Asistanım sizi yarın sabah arayacak. | Open Subtitles | مساعدي سيتّصل بكما غداً صباحاً. |
Babam polisi arayacak. Gitmek zorundayız. | Open Subtitles | سيتّصل أبي بالشّرطة علينا أن نذهب |
Söylüyorum sana, arayacak. | Open Subtitles | أنا أخبرك أنه سيتّصل |
Hey, canım, Jay seni arayacak...iki ay sonra. | Open Subtitles | نعم، سيتّصل بكِ (جاي) بعد.. شهرين تقريباً |
Şefime durumu bildirirdim, doktoru arayacağını söyledi. | Open Subtitles | قلت لرئيسي, ورئيسي قال أنه سيتّصل بطبيب. |
Bilmiyorum. Babamın şimdiye kadar arayacağını düşünmüştüm hepsi bu. | Open Subtitles | لا أعلم، ظننتُ أنّ أبي سيتّصل. |
Kusura bakma. arayacağını düşünemedim. | Open Subtitles | أنا آسفة، لم أكن أدري أنه سيتّصل. |
Kaçıran kişinin mutlaka arayacağını söylediklerini yerine getirirsek Bom'u sağ salim geri alabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | قال بأنّ المختطف سيتّصل بالتأكّيد، وإذا نمتثل، سنعيد (بوم) بسلام. |
Marcus bir saat içinde arayacağını söyledi. | Open Subtitles | في الواقع، لقد قال (ماركوس)، بأنّهُ سيتّصل في خلال ساعة. |
Dediğin gibi, bana ulaşacak olsaydı şimdiye kadar yapardı. | Open Subtitles | كما قلتَ، لو كان سيتّصل بي، فعلى الأرجح لكان فعل بحلول الآن. |
Peki değerli güvenlikçimiz Daniel kimi arayacaktı? | Open Subtitles | (بمَن سيتّصل (دانيال حارسنا الأمنيّ المؤقت والمحترم؟ |
Mulder'ı tanırım. Bir telefon bulunca hemen arayacaktır. | Open Subtitles | إني أعرف (مولدر)، سيصل لهاتف و سيتّصل أولاً |
Steroit kullanan bir yüzücünün otoriter babası sizi niye arasın ki? | Open Subtitles | لمَ سيتّصل بكَ أب مهيمن على سبّاح متعاطٍ للمنشطات؟ |