Onlu yaşlarda bir anne olarak, kocasının isimini taşıyacak onun soyundan çocuklar yetiştirdiği için iyi bir eş olduğunu kanıtlamış. | TED | كأم في سن المراهقة، أثبتت أنها زوجة ناجحة من خلال إنجاب أطفال وأحفاد لزوجها، الذين سيحملون اسمه في المستقبل. |
İkinci bir emre kadar herkes tabanca taşıyacak. | Open Subtitles | وحتى إشعار آخر، جميع العاملين سيحملون الأسلحة الفردية |
Bekçilerinden üçü, çantaları kumarhanenin içine taşıyacak. | Open Subtitles | ثلاثه من رجالك سيحملون الحقائب خلال الكازينو |
Para karşılığında patlayıcıları sırtlarında bile taşırlar. | Open Subtitles | سيحملون الشحنة بأكملها على أكتافهم |
- Tarak platformunu taşırlar. | Open Subtitles | هم سيحملون منصة الحفارة |
Bay Petrix bana evini verdi... çocuklar öğleden sonra eşyaları taşıyacaklar. | Open Subtitles | إستأجرتُه مِنْ السّيدِ بيتركسن . . بَعْض الأولادِ سيحملون صَناديقي هذا المساء. |
Rüzgar, buz ve kar, sonsuza dek isimlerinizi taşıyacak. | Open Subtitles | و الرياح و الجليد و الثلج سيحملون أسماؤكم، دائما |
Onlar da oyuncaklarımı taşıyacak. | Open Subtitles | وهؤلاء سيحملون غنيمتى ايضا،اترى؟ |
Hayır, Onlar parayı bizim için kendileri taşıyacaklar. | Open Subtitles | لا. إنهم سيحملون النقود إلى الخارج لنا بأنفسهم |
Bu kayalıklar zamanın başlangıcından beri buradalar ve sonsuza kadar sizin adınızı taşıyacaklar. | Open Subtitles | هذه الشلالات كانت هنا منذ فجر التاريخ وهم سيحملون اسمك حتى نهايته |
Demişti ki " 2012 yılında bilim adamları her yeri gezdiklerinde hiç kuşkusuz telsiz teleskopla birlikte telsiz telefon taşıyacaklar." | TED | لقد قال " أن المكتشفين في عام 2012، في حال بقي شي ليُسكتشف، مما لا شك فيه ، سيحملون هاتف جيب لا سلكي مصحوب مع تلسكوب لا سلكي." |