Evet, talimat onu gözaltına alma yetkisini veriyor olabilir ama Sydney Bristow çok iyi bir ajandır. | Open Subtitles | الاتفاقيه تعطيكم الحق لأخذها الى السجن لكن سيدني بريستو مكانها مميز هنا |
Bu Paul Kelvin. Sydney Bristow. - Babanı tanıyorum. | Open Subtitles | .هذا هو بول كيلفن.سيدني بريستو |
O zaman Sydney Bristow'un SD-6'daki konumunu ve hayatını tehlikeye atarız. | Open Subtitles | يمكننا، و سنفعل عندها سنخاطر بوجود (سيدني بريستو) بين صفوف (س.د 6) |
Andrian Lazarey cinayetiyle Sydney Bristow'un ilgisinin Milli Güvenlik'ten saklanması kararının tamamen bana ait olduğunu amirlerime anlattım. | Open Subtitles | لقد شرحت لرؤسائي أن القرار سيكون لي في حجب المعلومات عن مجلس الأمن القومي ( بخصوص تدخل ( سيدني بريستو |
O yüzden soruşturmamız ve Sydney Bristow'a adil davranmamızla ilgili ayrıntılı bir rapor yazma konusunda sana güveniyorum. | Open Subtitles | وهذا ما جعلني أُكلفك بكتابة التقرير وتدوين تحقيقنا حتى الآن ( و عدلنا في معالجة ( سيدني بريستو |
Ama Sydney Bristow'a davranış biçimiyle ilgili rapor yazacaksam ona nasıl davranıldığını görmeliyim. | Open Subtitles | لو كنت سأدون تقرير ( عن ( سيدني بريستو يجب عليّ أن أرى كيف تتم مُعاملتها |
Milli Güvenlik'in onu aradığını bile bilmeden Sydney Bristow ülkeden nasıl kaçtı? | Open Subtitles | كيف تعتقدي برأيك أن سيدني بريستو ) علمت ) أن تهرب خارج البلاد قبل أن تعلم أن مجلس الأمن القومي يريد أن يعتقلها ؟ |
Tek seçeneğin Sydney Bristow'un yerini ve onu kimin kaçırdığını söylemek. | Open Subtitles | أنت موجود هنا فقط لإخباري أين ( سيدني بريستو ) ومن قام بتهريبها |
"Sizinkiler Sydney Bristow'u istiyor, biz de Rambaldi aygıtını." | Open Subtitles | " ( أنتم تريدوا ( سيدني بريستو " " ( نحن نريد أداة ( رامبالدي " |
Sydney Bristow operasyonla ABD'ye ait bir tesisten kaçırılıyor. | Open Subtitles | أنه تم أخذ ( سيدني بريستو ) من منِشآة أمريكية |
Ve bu arada kocan ve Sydney Bristow'un babası firar edip, bir Mutabakat hücresini arıyorlar. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء ، زوجكِ ووالد ( سيدني بريستو ) كانوا يبحثوا عن خلية ( الكوفنانت ) ؟ |
Kaynaklarım Sydney Bristow'u tuttuklarını doğruladı. | Open Subtitles | مصادري أكدت أنهم يحتجزون ( سيدني بريستو ) |
Değiş tokuş sırasında Sydney Bristow'un öldürülmesini istiyorum. | Open Subtitles | أثناء التبادل ( أريد أن تموت ( سيدني بريستو |
Çünkü Sydney Bristow'un öldürüldüğünden emin olmalıyım. | Open Subtitles | ( لأنني أريد أن أتأكد من أن ( سيدني بريستو قد تم تدميرها |
Kızı Sydney Bristow da ajan. | Open Subtitles | إبنته ( سيدني بريستو ) أيضاً من المخابرات المركزية وتنتحل شخصية |
Kaynaklarım Sydney Bristow'u tuttuklarını doğruladı. | Open Subtitles | مصادري أكّدت أنهم يحتجزون (سيدني بريستو) |
Değiş tokuş sırasında Sydney Bristow'un öldürülmesini istiyorum. | Open Subtitles | خلالالتبادل.. أريدكم أن تأخذوا (سيدني بريستو) |
Çünkü Sydney Bristow'un öldürüldüğünden emin olmalıyım. | Open Subtitles | لأنني أريد أن أتأكد أن (سيدني بريستو) سيتمّ محوها |
Sydney Bristow kurtulursa planlarınla ilgili dosyayı Adalet Bakanlığı'na veririm. | Open Subtitles | إن نجت (سيدني بريستو) من هذا سوف أقوم بتسليم ملفّ نشاطاتك الغير قانونية إلى وزارة العدل |
Sydney Bristow'un sana ne anlattığını bilmeliyim. | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما أخبرتك به ( سيدني بريستو ) |