"سيدي أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • efendim
        
    Öyle, efendim. Morali gayet yerinde çünkü yapacak işi var. Open Subtitles أنه بخير سيدي , أنه يتنفس الصعداء لأن لديه عمل
    - Affedersiniz efendim ama neden gerçek kılıçlarla talim yapmıyoruz? Open Subtitles اسف يا سيدي أنه فقط لماذا لانتدرب مع سيوف حقيقية؟
    efendim, Medicine Tail Çukuru'na birlik göndersek daha iyi olmaz mı? Open Subtitles ولكن يا سيدي أنه من الأفضل أن نرسل فرقة إلي هناك أولاً
    Waverly ailesinde hiçbir sır olmadığına eminim, efendim. Elbette ki yoktur. Open Subtitles أنا متأكد يا سيدي أنه لا توجد أسرار لدى عائلة "وايفرلي"
    Evet ve söylemeliyim ki adamlarımın gözünden hiçbir şey kaçmaz, efendim. Open Subtitles نعم، ويجب أن أخبرك سيدي أنه لا يمكن أن يفوت بنس واحد عن نظر رجالي
    - Afedersiniz, efendim. - Sadece bir fikir ayrılığı yaşadık. Open Subtitles - .أسف ، سيدي ,أنه فقط إختلاف في الرأي -
    Demek istediğim, efendim, bu şeyi durdurmak için ne kadar büyük bir EM dalga göndermemiz gerek bilmiyoruz. Open Subtitles ما أقوله سيدي أنه ليس لدي أي فكرة كم من الطاقة الكهرو مغناطيسية نحتاجها لضربها خارجا
    Olay şu ki, efendim, o kaçık bir tarikat lideri değil. İnsanlar onu ciddiye alıyorlar. Open Subtitles النقطة هي سيدي , أنه ليس قائد معتوه الناس سيأخذونه بجدية
    -Hayır efendim. Bu arada ne kadar muhteşem bir eviniz var. Open Subtitles أظن يا سيدي أنه و في الحال يا له من منزل جميل
    efendim, 50 yaşlarında. Uzun boylu. Gözlük takıyor. Open Subtitles سيدي,أنه بعمر الخمسين طويل القامة يرتدي نظارة
    efendim eğer sınavları geçmezsem, beni yatılı okula göndereceğini söyledi. Open Subtitles أخبرني سيدي أنه إذا لم أنجح فسوف يرسلني إلى مدرسة داخلية
    Yapamam efendim. Sonsuz bir helyum-3 pili var. Open Subtitles لا أستطيع سيدي أنه يحتوي على بطارية الهليوم 3.لانهائية
    Tavsiyem asılmalarıdır, efendim. Open Subtitles أقترح عليك يا سيدي أنه يتوجب علينا إعدامهم
    Doğru, efendim. İyi bir çocuktur. St Albans'ta birlikteydik. Open Subtitles هذا صحيح، سيدي أنه فتى جيد أعرفه من "سانت ألبنس"
    efendim, Rush'ın o bilgisayarlara yaptığı şeyi geri alabilecek tek kişi o. Open Subtitles سيدي, أنه الشخص الوحيد الذي يستطيع ان يصلنا لما فعله (راش) للحواسيب
    Ona aldırmayın efendim, o de... Open Subtitles لاتقلق بشأنه سيدي, أنه..
    Aslında, efendim, oldukça karmaşık. Open Subtitles حسنا, سيدي, أنه معقد جدا
    Pişman olmayacaksınız, efendim. O en iyisidir. Open Subtitles لا تقلق سيدي أنه الأفضل.
    efendim, gitme vakti. Open Subtitles سيدي , أنه الوقت
    Evet efendim, gerekli. Open Subtitles نعم سيدي , أنه كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more