Ve doğal olarak meslektaşların sızıntının kaynağını öğrenmek isteyecekler, ancak asla bulamayacaklar. | Open Subtitles | وزملائكم سيريدون معرفة من سرب البيانات ولكنهم لن يعثروا على أي شيء |
İnsanlar bizim burada yapabildiklerimizi görünce, bunun bir parçası olmak isteyecekler. | Open Subtitles | حين يعرف الناس ماذا نستطيع ان نفعل هنا سيريدون ان يكونوا جزءا من ذلك |
Büyük ihtimalle bir kalp pili takmak isteyecekler. | Open Subtitles | اه,في الغالب سيريدون وضع منظم ضربات القلب |
Hem lehimizde olsalar ya da bir sey istemeseler bile isteyeceklerdir. | Open Subtitles | بالاضافة، حتى لو كانوا قنوعين أو لا يريدون أيّ شيء سيريدون |
Ve farklı insanlar bu düğmeleri farklı değerlere ayarlamak isteyeceklerdir. | TED | و أناس مختلفون سيريدون ضبط الصندوق في أماكن مختلفة. |
Bayanlar, senin de bildiğin gibi daima daha büyük bir ağaca taşınmak isterler... | Open Subtitles | فقبل أن تدرك سيريدون جميعاً الانتقال لشجرة أكبر |
Bu listedekilerle beraber, yaklaşık bin kişi oynayacağımız pornoyu kesinlikle almak isteyecek. | Open Subtitles | مع هذه القائمة البريدية، معنا على الأغلب 1000شخص سيريدون رؤية فيلماً إباحياً لنا |
Bir sürü insan bu anlaşmayı yapmak isteyecektir Fakat bizim bir geçmişimiz var | Open Subtitles | والكثير من الناس سيريدون عمل هذا التعاقد لكن التاريخ بجانبنا |
Biliyorum onlar filmde nasıl göründüğümü görmek isteyecekler. | Open Subtitles | أعلم بأنهم سيريدون رؤية شكلي على شريط فيلمي |
Kardeşin için çalışan adamlar öç almak isteyecekler. | Open Subtitles | الرجال الذين يعملون عند أخيك سيريدون الإنتقام. |
Adam kardeşin için çalışan adamlar intikam isteyecekler. | Open Subtitles | ادم الرجال الذين يعملون لدى اخوك سيريدون الانتقام |
Tam olarak nasıl hayatta kaldığını ve hastanenin neler yaptığını bilmek isteyecekler. | Open Subtitles | سيريدون معرفة كيف تمكن من النجاة وماذا فعلت هذه المستشفي بالضبط |
Şimdi öncesinden daha çok öldürmek isteyecekler seni. | Open Subtitles | سيريدون قتلك الآن, أكثر من أيِّ وقتٍ مضى. |
İnsanlar hapse girdiğim an bunu devam ettirmek isteyecekler. | Open Subtitles | الناس سيريدون أن يكملوا هذا المرة ريثما أصبح في السجن. |
Bugün yaşanılanlardan sonra efendim, halkın büyük bir kısmı uyanık. Eminim bizzat sizden duymak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | بعد ما حدث اليوم يا سيدي، فالكثير جداً من الناس لازالوا متيقظين، أنا واثق أنهم سيريدون أن يسمعونك الليلة |
Eğer hala bir şans varsa hala bir umut da vardır. Bence Aang'in bunu denemesini isteyeceklerdir. | Open Subtitles | إذا كانت هناك فرصة و أمل أعتقد أنهم سيريدون من آنـج الذهاب |
Nasıl çalıştığını anlamak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | أنت مجرد وعاء سيريدون الحصول على ما يجعلك مميزاً |
Eminim ki bunlardan bazılarını isteyeceklerdir. | Open Subtitles | لأننى متأكّده أنهم سيريدون بعض هذه الأشياء |
Çakallar bu adamın yakalanmasını istiyorlar. İşlerine zarar veriyor. Eğer avukatlar da göçmenleri gerçekten umursuyorlarsa, sorumlu olan kişiyi bulmak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | وإذا كان المحامون يأبهون حقاً بشأن المهاجرين سيريدون معرفة المسؤول أيضاً |
Affedersiniz, sizce insanlar gelir gelmez taquito isterler mi? | Open Subtitles | أتظنين أن الناس سيريدون التيكيلا بينما يدخلون؟ |
Ruslar seni cezalandırmak isteyecek, ama sadece hayatta kalmaya devam edersen. | Open Subtitles | الروس سيريدون معاقبتك ولكن فقط ما دمت حيا |
Frank ve Alice bütün çocuklarini tutmak isteyecektir. | Open Subtitles | أعرف، فرانك وأليس سيريدون أن يأخذوا كل الأطفال معهم |