Bu sularda avlanma artacağı için kâr da artacak çünkü avlanma maliyeti düşecek | TED | وبذلك سيزيد الصيد في تلك المياه، وبالتالي ستزيد الأرباح لأن كلفة الصيد ستقل. |
Bu daha da kötü yapar, zehri kan akımına karıştırır. | Open Subtitles | فذلك سيزيد الأمر سوء, لأنه سيطلق السُم في مجري الدم |
Bu önerdiğiniz şey, evlilik dışı çok fazla seksin olma ihtimalini arttırır. | TED | ما كنت اقول انه سيزيد من احتمال حدوث الكثير من الجنس خارج اطار الزواج |
Seçmen arama hacmini artıracak bir ödül sistemi geldi aklıma. | Open Subtitles | فكرتُ فى نظام سيزيد حجم المكالمات المتلقاة |
Bu sadece durumun vahametini artırır. | Open Subtitles | لا تحاول الهرب لأن ذلك سيزيد الأمور سوءاً |
Yeni ittifak evliliği onun uluslararası itibarını yükseltecek. | Open Subtitles | عن زواج تحالف وحلف جديد سيزيد من مكانتها الدولية. |
Hoşlandığın kızın önünde, kesilmek ve çaresizliğinin açığa çıkması acını ve çileni daha da arttıracaktır. | Open Subtitles | ليس قبل ان تقطع امام البنت التى تحبها وتستعرض بؤسك0 سيزيد المك وستعانى بدرجة اكبر0 |
Ayrıca ejderhaya binen bir tavşan hayal edersen loto kazanma şansı artar. | Open Subtitles | و أيضاً إذا أمكنك تخيل أرنب يمتطي تنيناً فذلك سيزيد فرص فوزه باليانصيب |
Güven bana, dükkana birkaç seksi kız al, satışların tavan yapacağına eminim. | Open Subtitles | ثق بي احضر بعض الفتيات المثيرات في متجرك الخاص بالكعك أراهنك بأن البيع سيزيد عندك للأعلى |
Hadi, millet. Fiyat Yükselten yok mu? | Open Subtitles | هيا يا رفاق هل سيزيد اي احد هذا السعر ؟ |
Eğer güçlü bir şekilde büyürsek korkumuz yayılacak ve insanlar arasındaki düşmanlık artacak. | Open Subtitles | وإن كبرت هذه المجموعة فالخوف منا سينتشر والانقسام علي أمرنا بين البشر سيزيد |
Gazetedeki bu reklam sayesinde geliriniz oldukça önemli miktarda artacak ve hepimiz mutlu olacağız. | Open Subtitles | إعلان بالصحفية سيزيد ذلك دخلك إلى حد كبير وسنكون جميعاً سعداء |
Böylece üst gövdenin gücü artacak ve sandalyene daha kolay inip binebileceksin. | Open Subtitles | هذا سيزيد من قوة الجزء العلوي من جسدك و ذلك سيسهل الأمر عليك عندما تدخل و تخرج من كرسيك |
Endişelenme. Bu onları daha da kızdırıyor. Biliyor musun, korkunun kokusunu alıyorlar. | Open Subtitles | لا تخافوا، فهذا سيزيد من توحّشها، حيث أنها تشمّ الخوف، أتعلمون هذا |
Endişelenme. Bu onları daha da kızdırıyor. Biliyor musun, korkunun kokusunu alıyorlar. | Open Subtitles | لا تخافوا، فهذا سيزيد من توحّشها، حيث أنها تشمّ الخوف، أتعلمون هذا |
Bu konuda başarılı olabilirsek eğer, bu et gibi diğer tüketim biyo-ürünlerimizi yüzeye daha da yaklaştırıyor. | TED | إن كان بإمكاننا النجاح هنا فإن المنتجات الحيوية الإستهلاكية الإسهلاكية الأخرى مثل اللحم سيزيد الإقبال عليها. |
Senatoya bildirmek arttırır düşmanlarımızı. | Open Subtitles | إن إعلامنا لمجلس الشيوخ بذلك سيزيد من عدد أعدائنا |
Onun davasını tehlikeye atabilir, bu nedenle ona karşı tedbir almak sadece riski arttırır. | Open Subtitles | هذا سيعرّض قضيتها للفشل، لذا القيام بتصرف ضدها سيزيد من المخاطرة فحسب |
Büyük ligde atıcı olma şansını arttırır. | Open Subtitles | سيزيد هذا من فرصِه بأن يكون قاذف بيسبول مشهور |
Bu cihaz, kan basıncını artıracak ve dokulara nüfuz etmesini sağlayacak. | Open Subtitles | هذا الجهاز سيزيد من ضغط دمك لتتدفق في الأنسجة |
Bu da ekşimeyi artırır ve adiposir miktarını açıklar. | Open Subtitles | ذلك سيزيد من الحموضة ويفسّر وجود الشمع الدهني. |
Morse teklifini yükseltecek. | Open Subtitles | الامور معقدة موريس سيزيد المبلغ الطلوب |
Bebeğin içeride kaldığı her hafta yaşama şansını arttıracaktır. | Open Subtitles | كل أسبوع إضافي يمكثه هذا الطفل بداخل البطن سيزيد من فرصة نجاته |