"سيزيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sizzle
        
    • Sizz
        
    • çıkaracak
        
    - Sizzle haketmişti. - Buna inanmıyorsun. Open Subtitles ـ مهلاً ، كان يعلم (سيزيل) بشأن حدوث ذلك ـ أنت لا تُصدق ذلك فعلاً
    Sadece diyorum ki arkasından gitmen gereken biri var ve bu Sizzle değil. Open Subtitles أقول فقط أنه لو كان هُناك شخص تحتاج إلى السعي خلفه (فهو ليس (سيزيل
    Sizzle'a imza attıracağım ve Andre'nin diğer müşterilerini de alacağım. Open Subtitles (سأحصل على توقيع (سيزيل) وبقية عُملاء (أندريه
    Sizz, seninle bir dakika konuşabilir miyim? Open Subtitles هل يُمكنني التحدث إليك لدقيقة يا (سيزيل) ؟
    Her şey bittiğinde Sizz, sana tüm zamanların en iyi beklerinden biri diyecekler. Open Subtitles عندما ينتهي كل ذلك يا (سيزيل) ، فسوف تكون أحد أعظم لاعبي الدفاع على مر العصور
    Cenevre'ye varınca kapsülü çıkaracak ve sana panzehiri verecekler. Open Subtitles هو سيزيل الكبسولة ويتعامل مع هذا الترياق المضاد
    Havhav doktoru bacağındaki o kurşunu çıkaracak. Open Subtitles طبيب الكلاب سيزيل الرصاصة من رجلك
    Sizzle Bleacher Report'a dün gece barıştığınızı söylemiş. Open Subtitles أخبر (سيزيل) موقع (بليتشر ريبوررت) أنكم أصلحتم الأمور بينكم بليلة الأمس
    Tek düşündüğüm Sizzle ve onun ihtiyaçlarının karşılanması. Open Subtitles كل ما أهتم به هو (سيزيل) وأن يتم تلبية جميع إحتياجاته
    Sizzle'ı ait olduğu yere geri yolla ondan sonra normal işimize devam edelim. Open Subtitles تحتاج إلى إعادة (سيزيل) إلى حيثُ ينتمي ومن ثم يُمكننا العودة إلى العمل كما كان مُعتاد
    Hasırlatı etmeye çalıştım ama Sizzle'ı çaldığımızdan beri kafama kakıp duruyor. Open Subtitles ، لقد حاولت إبقاء الأمر سراً لكنه كان يبتزني به منذ أن سرقنا (سيزيل) منه
    O kavga Sizzle ile ilgili değildi. Open Subtitles (ذلك الشجار لم يكُن يتعلق بـ(سيزيل
    - Evet, ben davet ettim. - Sizzle'ı mı davet ettin? Open Subtitles ـ أجل ، لقد دعوته ـ هل دعوت (سيزيل) ؟
    Ben senin asistanın değilim Sizzle. Open Subtitles (لستُ مُساعدتك اللعينة يا (سيزيل
    Sizzle konferans odasında. Open Subtitles إن (سيزيل) بغرفة المُؤتمرات
    Ben getiririm Sizz. Open Subtitles سأتولى الأمر يا (سيزيل) ، سأجلب لك بعضاً من الصوص الساخن
    Resmi ruhsatımızı alana kadar temiz oynayalım... sonra da Sizz'i kovalıyorsun napıyorsan yaparsın derim. Open Subtitles أقترح أن نلعب بنظافة حتى يتم تسجيلنا رسمياً وبعد ذلك يُمكننا مُطاردة (سيزيل) وأى شخص آخر نُريد التعاقد معه
    Şimdi bırakırsak, Sizz adımızı korkağa çıkarır. Open Subtitles إذا لم نُنهي الإتفاق معه الآن ، فسينشر (سيزيل) أمر جُبننا على الجميع في الشوارع
    Sandviç-adamdan, önce içindekiler çıkaracak... Open Subtitles -الرجل الساندوتش سيزيل أولاً الأعضاء الواعدة
    Hiç de şüphelerimizi boşa çıkaracak bir adama benzemiyor. Open Subtitles ربما ليس الرجل الذي سيزيل شكوكنا
    Evet, bilmeliydim. Sence tüm lekeleri çıkaracak mı? Open Subtitles -أتعتقدين أنّه سيزيل كلّ التلون؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more