"سيسألون" - Translation from Arabic to Turkish

    • soracaklar
        
    • sorarlar
        
    • sorarmış
        
    • soracaklardı
        
    • soracaklardır
        
    • isteyeceklerse
        
    Savaş gemisi bize yaklaştığı zaman son uğradığımız limanı soracaklar. Open Subtitles عندما تقترب السفينة الحربية سيسألون عن أخر ميناء كنا به
    İnsanlar tonla soru soracaklar. İşini kaybetmeni istemedim. Open Subtitles الناس سيسألون أسئلة كثيرة و لم أردك أن تفقد عملك
    Hepsi iyi hoş ama işverenlerimiz FBI'a yardım etmenin riskleri hakkında soru soracaklar. Open Subtitles ذلك حسن و جيد لكن رؤسائنا سيسألون عن الخطر المتضمن بالتعاون مع تحقيق للأف بي اي
    sorarlar diye merak ediyorum o alet gerçekten dolu mu? Open Subtitles تعرف فقط لأن الناس سيسألون هل السلاح محشو؟
    Unutma istatistiklere göre jüri heyeti öğrenciyi okula kabul etmeye meyilliyse sadece tek bir soru sorarmış. Open Subtitles الآن، تذكري.. الإحصائيات توضح لو أن اللجنة مائلة لقبول طلب الإلتحاق سيسألون فقط سؤال واحد.
    Hayır, ama muhtemelen babama aynı şeyleri soracaklardı. Open Subtitles لا, لكن من المحتمل انهم سيسألون ابي نفس الشيء
    Daha çok aslanlarla ilgili ne gibi tecrübeleriniz olduğunu soracaklardır. Open Subtitles بل سيسألون ما هي خبرته مع الأسود؟
    Eğer sadece isteyeceklerse, her zaman hayır diyebilirsin. Open Subtitles حسنا, إذا هم فقط سيسألون يمكنك دائما أن تقولي لي
    senin patronun, benim patronum sonra, operasyonunun ortasına neden ve nasıl daldığımı soracaklar. Open Subtitles رئيسك, رئيسي, و بعدها سيسألون لماذا, كيف ببساطة دخلت إلى مقر عمليتكم.
    Aynı müfettişler senin raylarında baktığında ve inşallah dayanır diye dua ettiğin yarım kazık ve bağlantıları gördüğünde çok zor bazı sorular soracaklar. Open Subtitles و عندما ينظرون أؤلائك المحققون إلي مسارك وهو بنصف الاتفاع و نصف الترابط و متماسك بالدعاء سيسألون أحداً أسئله صعبة
    Kuralları sormayacaklar, beklentilerini, konunu soracaklar Open Subtitles إنهم لن يسألوا عن السياسة. بل سيسألون غالباً عن...
    Kendilerine ne yapmış olmaları gerektiğini soracaklar. Open Subtitles سيسألون انفسهم ماذا كان بأستطاعتهم فعله
    Brüksel hakkında soru soracaklar. Cevap vermeyecek ve mal mal bakacağız. Open Subtitles سيسألون عن "بروسيلس"، ولن تجيبهم، وسيصبح موقفنا سيء
    Senin ne yaptığını soracaklar, Otto. Open Subtitles سيسألون عما أتمتوه من عمل يا أوتو
    Ajan Cooper'a, senin görüşüne varmak için izlediğin süreci soracaklar. Open Subtitles و سيسألون العميل (كوبر) عن الاجراءات التى اتبعتها حتى تتوصل لرأيك
    Gittiğimi söylersen neden gittiğimi sorarlar. Open Subtitles إنّ أخبرتيهم، سيسألون عن السبب.
    Aksi takdirde nereden bildiğimizi ve kim olduğumuzu sorarlar. Open Subtitles لأنهم سيسألون عن كيف نعلم وعن من نكون
    Çünkü kaçınılmaz olarak sorarlar, Open Subtitles في نهاية المطاف سيسألون "كيف هو شعور تمثيلكِ لوحوش؟
    Unutma istatistiklere göre jüri heyeti öğrenciyi okula kabul etmeye meyilliyse sadece tek bir soru sorarmış. Open Subtitles الآن، تذكري.. الإحصائيات توضح لو أن اللجنة مائلة لقبول طلب الإلتحاق سيسألون فقط سؤال واحد.
    Hayır, ama muhtemelen babama aynı şeyleri soracaklardı. Open Subtitles لا, لكن من المحتمل انهم سيسألون ابي نفس الشيء
    Onlara ne diyeceğim? Soru soracaklardır. Open Subtitles ماذا أخبرهم سيسألون بعض الأسالة
    Eğer sadece isteyeceklerse, her zaman hayır diyebilirsin. Open Subtitles حسنا, إذا هم فقط سيسألون يمكنك دائما أن تقولي لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more