"سيسافر" - Translation from Arabic to Turkish

• seyahat
• gidecek
• gideceğini
• seyahate
• uçacak
• seyahatte

Belki bir gün yine seyahat eder, başka bir kitap yazar.
ربما سيسافر مرة أخرى يوم ما ويكتب كتاب آخر

Roma'ya seyahat eden Sovyet mimar kadınına asla senin onu içine sokmaya çalıştığın elbiseleri giydirmez.
مهندس روسي سيسافر إلى روما لن يقبل بأن تلبس زوجته ملابس أنتَ من إخترتها لها

Balon uzayın sınırına kadar gidecek ve evrenin oluşumu hakkında ipuçları arayacak.
سيسافر المنطاد حتى أقصى حافة الفضاء الخارجي لجمع أدلةٍ حول تشكّل الكون

Tavsiye ettiğiniz gibi, Jung yurtdışına gidecek ve tecrübe kazanacak.
وكما طلبت ، سيد جونغ سيسافر للخارج ليكتسب بعض الخبرة

Stobert, bu Perşembe iş için Mississippi'ye gideceğini söyledi.
قال ستوبرت بأنه سيسافر إلى ميسيسيبي للعمل يوم الخميس

Bay Shaw bu seyahate çıkamayacak durumda olursa onun yerine kim gidecek?
إن لم يتمكن السيد "شاو" من القيام بهذه الرحلة، مَن سيسافر بدلاً عنه؟

Jim Hobart o uçaklarda uçacak insanlar için heyecanlı.
(جيم هوبارت) متحمس عمّن سيسافر على تلك الطائرات.

Johnson birkaç gün seyahatte olacağını söylemişti.
جونسون قال انه سيسافر لبضعة أيام

Chisholm kira toplantısına katılacaklar yarın sabah Chisholmlar'ın arazi sınırları ve Fraserlar'ın batıdaki arazileri boyunca seyahat ediyor olacaklar.
الحدود البريه لشيلوم والضفه الغربيه لفريزر وجامع أيجارات شيلوم سيسافر من هنا غداً

Tek söylediği buraya seyahat edeceği, ve buraya gelmek istediği.
كل ما قاله هو أنه سيسافر إلى هنا غداً، يريد زيارتنا

Ve oradan, seferi sırasında diğerleriyle buluşmak üzere seyahat edecek.
ومن هناك، سيسافر ليقابل الآخرين في الحملة.

Bazılarınız 5 km'den daha öteye seyahat edecek.
بعضكم سيسافر لمسافة ثلاثة أميال

- Kuzeye seyahat etmeye neredeyse hazır.
أهو هنا؟ بالكاد يستعد، سيسافر شمالاً

Yeni kral ve kraliçe balaylarında nereye gidecek?
و اين سيسافر الملك والملكة المنتظرين فى شهر العسل؟

O kalbini kıracaksın ve yollarınız sonsuza kadar ayrılacak ve eger söylemessen de o evlenecek senin kısmetinde gidecek
هي ستكون مكسورة القلب وكلاكما سيفترق وإذا لم تخبرها فعندها هي ستتزوّج ومصيرك سيسافر سويّة معها أيضا

7 yıldızlı oteline bakmak için Fas'a gideceğini söyler sonra öğrenirsin ki web portalı işi için Hangzhou'ya gitmiş.
يقول إنه سيسافر إلى (المغرب) لينزل في فندق 7 نجوم ولكنك تكتشف أنه في (هانغتشو) ليشغل موقع إنترنت خاص

- Ne zaman gideceğini sanıyor?
متى تعتقد انه سيسافر ؟

Gagarin'in benim yaşımdayken uzaya gideceğini bildiğini mi sanıyorsun?
هل تعتقـد أن (جاجارين) عندما كان في سِنِّي، اعتقـد أنه سيسافر عبر الفضاء؟

Sorduğun için söylüyorum Phil gelecek hafta bir seyahate çıkacak.
...مادمت سألتي فيل" سيسافر الأسبوع" القادم و أود مرافقته و نحتاج من يرعى الأطفال

Dış işleri bakanı bugün seyahate çıkıyor.
وزير الخارجية سيسافر اليوم

Thomas Buenos Aires'e uçacak, tamam mı?
(توماس) سيسافر إلى "بيونس آيرس"، حسنا؟