-Bu küçük droid başıma epey dert açacak. -Oh, o konuda mükemmeldir efendim. | Open Subtitles | أنت تعلم ان هذا الآلي الصغير سيسبب لى العديد من المشاكل |
Uyuşturucu da Lupus kadar mümkün. Methamfetamin de hemolitik anemiye sebep olabilir. | Open Subtitles | المخدرات تناسب الأعراض كالذئبة بالضبط مخدر الميث سيسبب فقر الدم الانحلالي |
Bölgeleri bırakamam. Roma ile benim kopmamıza neden olur. | Open Subtitles | انا لا استطيع التنازل لك عن الاقاليم التى طلبتها هذا سيسبب انشقاق بينى وبين روما |
Doktor, çatışma çıkarsa... Wyatt'ın başı epey belaya girer. | Open Subtitles | ايها الطبيب تبادل إطلاق االنار الان سيسبب الكثير من المتاعب |
Ve şu gibi şeyleri de düşünürler, çevre kirliliğine neden olacak mı ya da inşa ettiğim yapıya gitmek çok trafik yaratacak mı? | TED | وسيفكرون في أشياء مثل، هل سيسبب هذا الشيء تلوثًا بيئيًا أو هل سيحدث أزمة مرورية بسبب هذا الشيء الذي بنيته؟ |
Saldırganın burnunun kırılmasına ve gözünün patlamasına yol açar böylece kaçabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا سيسبب انكسار الانف وتمزيق عيون مهاجمك ويعطيك فرصه للفرار |
- O-- O her zaman yabaniydi ve delinin tekiydi. Muhtemelen bela çıkaracak. | Open Subtitles | لقد كان طائشاً دائماً ومجنون إلى حد ما سيسبب المتاعب على الأرجح |
Bu tür gıdaları aşırı tüketmek fazla kiloya ve yanlış beslenmenize neden olabilir. | TED | إن الإسراف في أكل هذه الأطعمة سيسبب لك السمنة أو سوء التغذية. |
Bize çok fazla dert açacak, ve hepsi ne için? | Open Subtitles | يبدو أنه سيسبب لنا الكثير من المشاكل ومقابل ماذا؟ |
Söyleyeceğim ilk şey başına büyük sorunlar açacak. | Open Subtitles | الشيء الأول الذي أريد أن أقوله لك سيسبب لك مشكلة كبيرة |
Sizler 30 yaşınıza geldiğinizde ortalama küresel sıcaklık 2.5 derece yükselmiş olacak ve tayfunlar, seller, yaygın kuraklık ve kıtlık gibi felaket sonuçlara yol açacak. | Open Subtitles | ...عندما تصبحون بالثلاثين من عمركم ...سيكون متوسط الحرارة الكونية قد إزداد 21.5 درجة ...مما سيسبب عقبات فاجعة |
Beyiniçi bir yaklaşım bile daha büyük bir kanamaya sebep olur. | Open Subtitles | وأي عبث داخل الأوعية الدموية سيسبب تمزقاً كبيراً |
Muhtemelen kansere sebep olacak ve vücuttaki mutasyon çok hızlı ilerleyecektir. | Open Subtitles | وبالتأكيد فإنه سيسبب السرطان والطفرات بسرعة كبيرة |
Onun teknesi önemlidir. O tekne değişikliğe neden olur. | Open Subtitles | ويشكل شريانها أهمية فهذا الشريان سيسبب التغيير |
Bu yükseklikten düşmek açık kırıklara ve şiddetli iç kanamalarına neden olur ve maalesef ki bu arkadaşta hepsi var. | Open Subtitles | السقوط من هذا العلو سيسبب كسر مضاعف، ونزيف داخلي كبير، وكلها على الشاب المسكين، ويؤسفني قول ذلك. |
Kasa açılınca, bu patlayıcılar devreye girer. | Open Subtitles | فتح القبو عن طريق التفجير سيسبب انفجار السى 4. |
Kasa açılınca bu patlayıcılar devreye girer. | Open Subtitles | فتح القبو عن طريق التفجير سيسبب انفجار السى 4. |
Herhangi bir hacker kodu ya da hileli destek oyunun bitmesine neden olacak ve bu nedenle hemen oyundan çıkarılacaksın. | Open Subtitles | الانجاز بواسطة كلمة اختراق أو تحسن بالغش سيسبب انتهاء فوري للعبة وضرب دائم من اللعبة |
- Enfeksiyon kemiğinizde ayağınızı kesmezsek, kanınıza karışıp kan zehirlenmesine hatta belki ölüme neden olacak. | Open Subtitles | ماذا؟ الاصابة وصلت إلى العظم لولمنبترالقدم, ستصلالاصابةإلىالدم, سيسبب ذلك انتان و احتمالية الموت |
Saldırganın burnunun kırılmasına ve gözünün patlamasına yol açar böylece kaçabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا سيسبب انكسار الانف وتمزيق عيون مهاجمك ويعطيك فرصه للفرار |
Söyle ona eğer başıma bir bela getirirse, oracıkta bacaklarını kırarım. | Open Subtitles | أخبره لو ان هذا سيسبب لي أي مشاكل فسأضرب بكل شيء عرض الحائط |
Şimdi de toplantımı iptal etmek zorundayım ve bu sorun yaratacak. | Open Subtitles | والآن علي إلغاء مواعيدي وهذا سيسبب الكثير من المشاكل. |
Ama sanırım hareket etmen patlamasına neden olabilir. | Open Subtitles | لكنني أظن أن هذا سيسبب في اضطراب الذخيرة و انفجارها |