Ordu araziyi 30 milyon dolara satın alacak, değil mi? | Open Subtitles | مازال الجيش سيشتري الأرض بـ 30 مليون دولاراً , صحيح؟ |
Ya da Suudi petrol kuyusu satın alacak bizde onu boğacağız. | Open Subtitles | أو سيشتري آبار البترول من السعوية ويتوقع أن نغرق نحن فيه |
- Eğer istersem bana parfüm alır. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ سيشتري لي عطراً لو أني طلبت ـ أعرف، لا يفعل شيئاً، اليس كذلك؟ |
Takım şaka gibi, ama bu imtiyazlar muhtemelen bana yeni bir cip alır. | Open Subtitles | الفريق نكتة، ولكن الامتياز سيشتري لي همفي جديدة |
Damon Dash bir film stüdyosu alıyor ve beni de bir numaralı prodüktörü yapıyor. | Open Subtitles | دامون داش سيشتري استيديو سينمائي وسيجعلني منتجه الأول |
Evet aslında, adamlar kimin ona çim biçme makinesi satın alacağını bilmek ister. | Open Subtitles | أجل، في الواقع، الرجل يريد أن يعرف من سيشتري له قاطعة عشب جديدة |
Duke'lerin adamı başlangıçtan itibaren deli gibi satın almaya başlayacak. | Open Subtitles | متداول آل "دوك" سيشتري بإفراط منذ البداية |
Bu kadar zengin bir adam, arkadaşına bir tane ısmarlar. | Open Subtitles | رجل بهذا الثراء سيشتري شراب لرفيق الماء , انا واثق |
# Sana kola alacak ve seni gezdirecek. # Gidelim. | Open Subtitles | ♪ سيشتري لك الصودا و يقودك بالسيارة. ♪ هيا بنا. |
Bunlardan birini alan bu parayla en iyi at etini alacak. | Open Subtitles | الرجل الذي سيشتري واحد منها سوف يحصل على افضل لحم احصنة حصل عليه في حياته |
Afrikalı bir çocuk kiraladım ve keçi alacak. | Open Subtitles | إستخدمت فتى إفريقياً. سيشتري لنا المزيد من الماعز. |
- Yine de sandıklarını alacak mı? | Open Subtitles | هل ما يزال سيشتري صناديقك ؟ لا يهمني ذلك |
Eğer suçu üstlenirsem, ehliyetimi aldığımda bana üstü açık araba alacak. | Open Subtitles | إذا أخذت اللوم فإنه سيشتري لي سيارة مكشوفة عندما أحصل على رخصتي |
Kim böyle iğrenç bir resim alır ki? | Open Subtitles | من الذي سيشتري مثل هذه الأشياء المقرفة ؟ |
Baştaki eleman, yarım milyon dolarlık tahvil hissesi alır telefon üzerinden fiyatı şişirmek için adam tutar doruğa ulaştığı zaman elden çıkarır alıcılarımızı da değersiz hisselerle bir başına bırakır. | Open Subtitles | العميل المسؤول سيشتري نصف مليون سهم من أسهم الدولار و سيجعل أصدقاءه يرفعون السعر له ببيعها عبر الهاتف |
Bir kişi bir gömlek alır ama haftanın yedi günü farklı bir gömlek giyer! | Open Subtitles | لذلك الرجل العادي سيشتري قميص واحد لكنه سيرتدي سبعة قمصان في الاسبوع |
Bu taraftan nehre kadar tüm şeridi satın alıyor. | Open Subtitles | سيشتري جميع الممتلكات الموجودة على هذا الجانب من النهر |
Bana kürk alacağını söylemişti. Bunu her zaman istemişimdir. | Open Subtitles | قال أنه سيشتري لي فراء، لطالما أردت الفراء |
Bugün kimse araba almaya gelmez. Neden buradayız ki? | Open Subtitles | لا أحد سيشتري سيارة لماذا نحن هنا؟ |
Sizce babanız bize öğle yemeği ısmarlar mı? | Open Subtitles | أتظنان أن والدكما سيشتري لنا غداءً؟ |
Country-western müziği çalarsan kimse almaz tabi. | Open Subtitles | طالما تضع موسيقي الكانتري اللعينة لا أحد سيشتري الستيريو. |
Ne güzel bilezikler var görmelisin bana bu bilezikleri satın alan adamla evleneceğim. | Open Subtitles | هل تدركين جمال هذه الأساور ؟ سأتزوج الرجل الذي سيشتري لي هذه الأساور |
Kahve. Kahve güzel olur. Sen ısmarlıyorsun! | Open Subtitles | قهوة، القهوة ستكون رائعة أنت من سيشتري |
-Annemin kaşığını alacakmış | Open Subtitles | -إلى أين أنت ذاهب؟ -يظن أنه سيشتري "حذاء" أمي |
Kimse bunu almak istemez. | Open Subtitles | لا أحد سيشتري هذا |