Bankta oturan iki kişiden biri diğerine kenara kaymasını söylüyorsa ve diğeri kaymazsa, bu onun sonu olur. | Open Subtitles | لو جلس اثنان بجانب بعض وطلب أحدهم من الآخر أن يتحرك ولم يفعل ذلك, سيلقى حتفه. |
Ve senin iş tarzında bir adamın insanların seni nasıl göreceği ile ilgilenmek kendi ile ilgileneceğine, başka insanlarla ilgilenirse, bu onun sonu olur. | Open Subtitles | ورجل يقوم بعملك إن بدأ بالقلق بشأن نظرة الناس إليه ويهتم بأناسِ آخرين عِوض نفسِه سيلقى حتفه |
Kızı kamarama götürüyorum ve emrimi dinleyin, 2 saat içinde beni rahatsız eden olursa sonu aynı olur | Open Subtitles | سآخذك الى قمرتي وستطيعين أوامري واذا أزعجني أحد طيلة الساعتين القادمتين سيلقى نفس المعاملة تبقى معك؟ |
Yarın sabaha kadar hastaneye ulaştırmazsak ölecek. | Open Subtitles | ما لم ننقله للمستشفى صباح الغد سيلقى حتفه |
Ama o kahrolası şeyi durduramazsak milyonlarca masum insan ölecek. | Open Subtitles | سيلقى ملايين الناس الأبرياء حتفهم إذا لم نوقفه |
Bu yüzden bulduğumuz Nazi üniforması giyen her orospu çocuğu ölecek. | Open Subtitles | ولهذا، فكلّ حقير سنقابله يرتدي زيّ النازيّين، سيلقى حتفه |
Kim dinimize karşıdır, sonu böyle olacak. | Open Subtitles | كل من يعارض الدين سيلقى مثل هذه النهاية |
Bana itaat etmeyenlerin sonu gelecektir. | Open Subtitles | ،وأي أحد سيعصي كلامي سيلقى حتفه |
Keith'e zarar verenin sonu Lisa'ya uygulanan muamele gibi olur. | Open Subtitles | كل من يؤذي (كيث) سيلقى المعاملة نفسها كـ(ليزا) |
İşte bu yüzden Nazi üniforması giydiğini gördüğümüz her it ölecek. | Open Subtitles | ولهذا، فكلّ حقير سنقابله يرتدي زيّ النازيّين، سيلقى حتفه |
- Yardıma ihtiyacım var yoksa o ölecek. | Open Subtitles | -يجب أن أحصل على المساعدة وإلا سيلقى حتفه |
Onu hemen bulun yoksa ölecek. | Open Subtitles | اعثروا عليه بسرعة، أو سيلقى حتفه |
Bir sürü insan ölecek! | Open Subtitles | سيلقى الكثير من الأبرياء حتفهم |
Bir doktor ilgilenmezse çiftçi ölecek. | Open Subtitles | سيلقى المزارع حتفه ما لم يرى الطبيب |