"سينغلتون" - Translation from Arabic to Turkish

    • Singleton
        
    Tanıdık mı geldi? - Evet. John Singleton'ın şu filmindeki aktörlerden birine benziyor. Open Subtitles أجل، يبدو كممثل من فيلم (جون سينغلتون) ذاك أتعرف؟
    - Kendinizi yormayın, ama bence katil Singleton. Open Subtitles كما تشائيـن ,ولكني أظـن (سينغلتون) هو القاتل
    Singleton dışarda senin tayfanı, o zavallı kaptana işkence etmeleri için ikna etmeye uğraşıyor. Open Subtitles (سينغلتون) في الخارج يحاول إقناع طاقمك، بتعذيب ذلك القبطان المكسين،
    Singleton'ın, seni kaptanlıktan almak için yeterli oyu var. Open Subtitles (سينغلتون) الأصوات في صالحه كي يبعدك عن منصبك.
    Şu an Singleton'a dair bildikleri veya umursadıkları tek şey, senden farklı olması. Open Subtitles كل ما يعرفونه أو يكترثون به الآن، أن (سينغلتون) ليس أنت.
    Şu an itibariyle Singleton sadece 8 oy farkla önde. Sen ve adamların toplam 9 oy ediyorsunuz. Open Subtitles حتى الآن, (سينغلتون) متقدم فقط بثمانية أصوات وأنت ورجالك معكم الأصوات التسعة.
    Walrus'un adamları Bay Singleton'ın kısıtlamalarını fark ettiğinde bir sürü marifetli ilticacı buraya gelerek kadememizi yükseltecekler. Open Subtitles بمجرد أن يدرك رجال (ولريس) حدود السيد (سينغلتون) سيكون لدينا مجموعة من المنشقين المتلهفين لزيادة صفوفنا
    Singleton'ın işini yapmazsa bir bok olamaz. Open Subtitles إن (سينغلتون) لايهتم بمساعدتك لرفع أصواته في المقام الأول.
    Belki de Singleton haklıdır. Artık değişiklik vakti gelmiştir. Open Subtitles ربما يكون (سينغلتون) على صواب ربما حان وقت التغيير.
    Bay Singleton bizi nelerin beklediğinden habersiz. Open Subtitles ما ينتظرنا، سيد (سينغلتون) لا يمكنه التصدي له.
    Singleton'ın, seni kaptanlıktan almak için yeterli oyu var. Open Subtitles (سينغلتون) معه أصوات ليصبح قبطان بدلاً منك
    Her şey bitip Singleton döndüğünde beni bul. Open Subtitles اعثري عليّ عندما يعود (سينغلتون) ويكون قبطانًا.
    Görünüşe göre Bay Singleton, dövüşe uygun değilmiş. Konuşmamız gereken daha acil konular var. Open Subtitles تبيّن الأمر أن (سينغلتون) غير صالح للقيادة، لدينا قضايا أكثر إلحاحًا نناقشها
    Gerçekten Charles, Singleton, Flint'i azletmek için seninle anlaşma yapmışken, tayfanı bir fahişeyle dolandırır mı sanıyorsun? Open Subtitles بأمانة يا (شارلز)، هل نصدق أن (سينغلتون) (بعدأنتآمرمعك للإطاحةبـ(فلينت.. يستخدم هذه العاهرة كي يخدع طاقمك في المال؟
    Singleton için istediğini söyle ama o adam ne bu kadar aptal ne de bu kadar akıllı olabilir. Open Subtitles قُل ما تريد عن (سينغلتون) ولكنه ليس ذكيًا أو غبي هكذا.
    Bay Singleton mezarından hortlayıp bizi gözetlemiyorsa kadın doğruyu söylüyor demektir. Open Subtitles إلا إذا نهض السيد (سينغلتون) منقبرهليتصنتعلينا.. يبدو أنها تقول الحقيقة ...
    Yani iki gün önce gemiye çıktım ve Bay Singleton'ın, bana çok mantıklı gelen şeyler söylediğini duydum. Open Subtitles أعني، جئت على السفينةمنذيومين.. وسمعت من السيد (سينغلتون) ما يبدو منطقيًا بالنسبة لي.
    Singleton sayfayı çaldı. Kendi gözlerimle gördüm. Open Subtitles (سينغلتون) سرق الورقة التي بها الخريطة رأيتها بعيني
    Singleton hakkında yanılıyor olabilirim ama Flint hakkında yanılmıyorum. Open Subtitles ربما أكون مخطئًا بشأن (سينغلتون) لكنني لست مخطئًا بشأن (فلينت).
    Şu an, dışarıdaki adamlar Singleton'ı, seyahat defterini, aşçıyı, her şeyi biliyorlar! Open Subtitles هناك رجال بالخارج الآن يعلمون بشأن (سينغلتون)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more