Senden bi parca isteyecekler. | Open Subtitles | سيودون الحصول عليك كونكفتاةمن الآميشالفريدمننوعه |
Çünkü insanlar o kapüşonunu parçalamayı isteyecekler. | Open Subtitles | لأن الناس سيودون تمزيق تلك القبعة التي ترتديها؟ |
Ve küçük bir bebek görmek isteyeceklerdir. Leylek yok. | Open Subtitles | هؤلاء الناس سيأتون لكِ بهدايا غالية و سيودون رؤية الطفل |
Çocuğu iyi bir çevrede büyüteceğimizi görmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | فهم سيودون أن يعلموا أننا سنربي الطفل في بيئةٍ صحية |
Ve çoğu, doğrunun ruhani yoluna dönmek isteyecek. | Open Subtitles | و الكثير سيودون الذهاب إلى .. الطريق الروحي للحقيقة |
Ve çoğu, doğrunun ruhani yoluna dönmek isteyecek. | Open Subtitles | و الكثير سيودون الذهاب إلى .. الطريق الروحي للحقيقة |
Onların da konuşmak isteyeceğini pek sanmıyorum, iyi olmuş. | Open Subtitles | أشك في أنهم سيودون الحديث عن ذلك، لذا فنحن بخير |
Bilim adamları ve antropolojistlerden tüm Avrupa'ya gelmek isteyecekler ve onları görecek ve onlar üstünde çalışacaklar. | Open Subtitles | علماء و دارسين اصول من جميع انحاء اوروبا... سيودون للقدوم و رؤيتهم و دراستهم |
Bir gün uyanıp taşınmak isteyecekler. | Open Subtitles | يوماً ما ، سيستيقظون و سيودون الإنتقال |
Tüm kilitlerimi ve şifrelerimi değiştirmemi isteyecekler daha. | Open Subtitles | سيودون مني تغيير كل الأرقام السرية |
Çabucak ve sessizce bunu örtmek isteyecekler. | Open Subtitles | سيودون إخفاء الأمر |
Onu kötülemenizi isteyecekler. | Open Subtitles | سيودون لو تدمرها. |
"İsteyeceklerdir" derken dünyadaki herkesi kastediyor. | Open Subtitles | سيريدون رؤية الرئيس. جميع سكان الأرض سيودون رؤيته. |
Herkes günü bitirmeden eyleme geçmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | تتبقى 45 دقيقة على جرس الإغلاق سيودون إطلاق الغاز قبل مُغادرة الجميع |
Ama bu arada bence geri kalan bütün ortaklar bunu görmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | ...لكن في الوقت الراهن أعتقد أن بقية الشركاء سيودون إلقاء نظرة على هذا |
Sana teşekkür etmek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | هم سيودون شكرك حالاً |
Sizinle konuşmak isteyecek basın mensubu çok olacak ama Oceanic'e göre hiçbir gazeteci ile konuşmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | هناك مراسلين صحفيين سيودون لقائكم فيما يخص شركة اوشيانك فمن حقكم عدم التحدث معهم. |
İnsanlar bilmek isteyecek. Bir mesajım olduğunu. | Open Subtitles | -لأن الناس سيودون معرفة أنّي أناضل على شيء . |
Anlamadığım şey, bu belirgin itiraflarından sonra, SG-1'in sana yardım etmek isteyeceğini düşündün. | Open Subtitles | مالا أفهمه هنا هو بعد هذه الثورة السخيفة أنت إعتقدت أن "أس جي 1" سيودون القيام بمساعدتك ؟ |
İnsanların söyleyeceklerimi duymak isteyeceğini söylediniz. | Open Subtitles | أنت ... أنت تقولين أن الناس سيودون سماع مالدي. |