Dinle, benimle evli olmayı seveceksin. | Open Subtitles | و بعدين حالما تُخبرُني، يُمْكِنُ أَنْ نَتزوّجَ. اَستمعُ، أنت سَتَحبُّ أنْ تَكُونَ متزوّج مِني. |
Pekala, bunu seveceksin. | Open Subtitles | نعم. هنتر: حَسناً، أنت سَتَحبُّ هذا. |
Farklı bir bakış açısıyla bakarsak, yedi ay içinde öyle bir şey gelecek ki onu şimdiye kadar çıktığın bütün erkeklerden daha çok seveceksin. | Open Subtitles | من الناحية الأخرى، في سبعة شهورِ أنت سَيكونُ عِنْدَكَ شيءُ. . بأنّك سَتَحبُّ أكثر مِنْ أيّ رجل الذي أنت أَبَداً خَرجتَ معه. |
Söyle ona. Adına bayılacaksın. Filmin adını söyle. | Open Subtitles | أخبرُه العنوانَ أنت سَتَحبُّ هذا العنوانِ أخبرْه العنوانَ |
Kamp yolculuğunda bu kurabiyelere bayılacaksın. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذه الكوكيز على سفرةِ إقامة المخيمات. |
Ve şimdi sıkı dur Scully, çünkü buna bayılacaksın. | Open Subtitles | ويَتمسّكُ بقبعتِكَ، Scully، cos أنت سَتَحبُّ هذا. |
bayılacaksınız. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذا. |
Beysbolu seveceksin. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ بيسبولَ. |
Bu seferkini seveceksin, | Open Subtitles | المليمتر، أنت سَتَحبُّ هذا، |
Bunu seveceksin. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذا |
Chicago'yu seveceksin. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ chicago. |
Ve şu yeni şovu izlemeye bayılacaksın: | Open Subtitles | وأنت سَتَحبُّ المُرَاقَبَة ذلك المعرضِ الجديدِ دَعا... |
Buna bayılacaksın. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذا. |
Buna bayılacaksın! | Open Subtitles | سَتَحبُّ هذا |
Bunlara bayılacaksınız. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذا. |
Bunlara bayılacaksınız. | Open Subtitles | أنت سَتَحبُّ هذا. |