Şöhretin ne kadar göz alıcı olsa da, insanlar en kötüsüne inanacaklar. | Open Subtitles | ، لا يهُم مقدار لمعان سُمعتك سيُصدق الناس عنك أكثر الأمور المُروعة |
Şöhretin tehlikede. Bana bak. | Open Subtitles | سُمعتك على المَحك، أنظر إلى. |
İtibarını düzeltirsek yaptığımız her şeyi sürdürme şansımız olur. | Open Subtitles | ، إذا عالجنا سُمعتك فسنُحافظ على كل ما فعلناه |
O odada gerçekte ne olursa olsun kendi itibarını ve kliniğin itibarını riske atmışsın. | Open Subtitles | بغض النظر عمّا حدث في الواقع في تلك الغرفة، مُعرّضة سُمعتك... وسُمعة العيادة للخطر... |
Sizin bu şehirdeki mesleki şöhretinizi bilmiyorum, fakat bugünkü görüşmeden sonra, sizinle çalımayı düşüneceğim. | Open Subtitles | أجل أنت. أنا لا أعلم ما مدى سُمعتك فى تلك البلدة لكن بعد ذلك الهراء الذى حاولت أن تقوله اليوم |
- Madame, sadece şöhretinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | - سيدتى , أفكر فقط فى سُمعتك . |
Gayet iyiler ama çıkış yapacak şarkı sende yok. | Open Subtitles | لكن سُمعتك ليس بتلك الشهرة، فهمت ؟ |
Senin cennetteki Şöhretin... | Open Subtitles | أعني، سُمعتك في النعيم... |
Şöhretin senden önce geliyor. | Open Subtitles | سُمعتك تسبقك |
Sen itibarını geri istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تُريد إستعادة سُمعتك . |
Gayet iyiler ama çıkış yapacak şarkı sende yok. | Open Subtitles | لكن سُمعتك ليس بتلك الشهرة، فهمت ؟ |