"شئِ" - Translation from Arabic to Turkish

• şeye
• birşey
• şeyin
• şeyden
• şeyle
• Bir şey
• hiçbir şey
• şey gelmiyor

Bu şu demek, eğer tek bir komisyon üyesi bile rapordaki herhangi bir şeye itiraz ederse, o konu rapordan çıkarılıyordu.
ذلك يَعْني أنّه لو كان هناك حتى مفوّض واحد لديه أيّ إعتراض حول أيّ شئِ تلك الحقيقة سوف تسقط من التقرير

Hiç umulmayacak şeyi ummak üzere eğitim aldım ama... beni gece yarısında senin gibi bir şeye hazırlamadılar.
لقد تم تدريبي لتَوَقُّع الغير متوقّع، لكن. لم يهَيّؤوني لأيّ شئِ مثلك في ثوب النوم.

Doğru yolda olduğumu biliyordum ama böyle birşey olacağını düşünememiştim.
عَرفتُ بأنّني كُنْتُ على المسارِ الصحيحِ , لَكنِّي مَا إعتقدتُ على أيّ شئِ مثل هذا.

Söyleceyecek birşey gelmiyor aklıma.
أنا لا أَستطيعُ التَفكير بأيّ شئِ للقَول.

Kız kıza geçireceğimiz hafta sonunu hiçbir şeyin mahvetmesini istemiyorum.
أنا لا أُريدُ أيّ شئِ يؤدي لتَخريب عطلة نهاية إسبوعِ.

Yani erkeklerden pek hoşlanmaz tabi hiç bir şeyden de.
أَعْني، هي لا تهتم بالرجال وبالتأكيد هي لا تَهتم بأيّ شئِ.

Yüksek varlık alanında yaşamayı seçip seçmemen benimle veya benim sana söyleyebileceğim bir şeyle alakalı değil.
أنظر، سواء أخترت القُبُول بالحياه فى مكانه أعلى للوجود ليس له علاقه بى أَو بأيّ شئِ يُمْكِنُنى أَو لا يمكننى إخْبارك به

Burada Bir şey yapmanı istemiyorlar, fakat zaman... başbelası zaman.
انهم لا يُريدونَك ..ان تعملأيّ شئِ هنا ،لكي . يصيبك الملل.

O yüzden hiç bir şeye çok çabuk kendimi adamak istemiyorum
لذا أنا لا أُريدُ الإرتِكاب في أيّ شئِ مبكرا.

- Tanrım... Hiçbir şeye dokunmamanızı öneririm!
أَقترحُ ما واحد لا أَمْسُّ في أيّ شئِ إلى تَقريب الشرطي من.

Hayır, istemişti ama kuadriseps kası o kadar zayıfmış ki orta boy bir köpekten daha geniş bir şeye binemezmiş.
لا، أرادتْ إلى، لكن quadricepsها ضيّق جداً هي لا تَستطيعُ إِمْتِداد على جانبي أيّ شئِ أكبر مِنْ a كولي حدودِ.

Onu karşılıksız seven hiçbir şeye güvenmiyor.
تَشْكُّ في أيّ شئِ الذي يَحبُّها بدون شرط.

Biliyorsun Robert hiçbir şeye sahip olamıyor ve olduğu bir zamanda, sen ne yapıyorsun?
تَعْرفُ روبرت أبداً لا يَحْصلُ على أيّ شئِ والسابقون بأنّه يَعمَلُ، ماذا تعمل؟

Onu hiçbir şeye zorlamamamız gerektiğini söylüyorum.
فقط نحن يَجِبُ أَنْ لا نَدْفعَه إلى أيّ شئِ.

Uzun zamandır kalıcı birşey yaşamadan bir küs bir barışık olduğumuzu söyledi.
قالَ بأنّنا كُنّا على ثانيةً، مِنْ ثانيةً لمدّة طويلة بدون جَعْل أيّ شئِ دائمِ.

Hiçbirşeye aldırmadan uyuyan birisi için, önemli birşey olmasa gerek.
أَنا متأكّدُ أنه مناسب لشخص ما مَنْ يَسْتَطيع النَوْم خلال أيّ شئِ

Bugüne kadar karşılaştığınız her şeyin ötesindeler.
هم طريقَ ما بعد أيّ شئِ أنت أَبَداً تَعاملتَ معه.

İnsanoğlu uzaya keşif için gider. Büyük bir şeyin parçası olmak için.
البشر يستكشفون الفضاء لأنهم يريدون أن يكونوا جزءاً من شئِ عظيم

Konuşma, çünkü dünyadaki hiçbir şeyin değişmesini istemem.
عضّْ لسانكَ، لأنني لا أُريدَ تَغيّرَ لأيّ شئِ في كُلّ العالم.

Hiçbir şeyden suçlu bulunmadı ki.
حَسناً، هو مَا كَانَ مُدَانَ مِنْ أيّ شئِ.

Mavi yengeç sezonu. Ölü-diri her şeyle beslenirler.
إنه موسم السرطان البحري الأزرقِ هم سيتغذون على أيّ شئِ

Luke, biliyorsun şuan hiçbir şey söyleyemem. Boss Hogg sırtımı kamçılar.
تَعْرفُ لوك انا لا أستطيعُ قَول أيّ شئِ رئيسي سَيُمزّقُ جلدَي

İnanın aklıma Bir şey gelmiyor.
رأى شيئاً عنيف جداً أنا أنا حقاً لا أَستطيع التفكير بأي شئِ