Her şey mümkün, ama Rabat hakkında dev bir dosya var. | Open Subtitles | نعم،نعم، انظر , كل شئ ممكن ولكن يجب ان اقول لك |
Getir onu. Burada her şey mümkün. | Open Subtitles | يمكننا إستخلاص المعلومات منها وأي شئ ممكن |
O şeye birkaç dakikalığına dokunduğumda her şeyin mümkün olduğunu hissettim. | Open Subtitles | عندما لامست هذا الشئ لدقائق قليلة. شعرت وكأن كل شئ ممكن. |
Her şeyin mümkün olduğuna inanıyorum ve birkaç dakika içinde sen de inanabilirsin. | Open Subtitles | حسنا, اؤمن بأن كل شئ ممكن, و فى بضع دقائق , من الممكن ان تؤمن بذلك. |
Doğru. Her şey mümkündür. Ama hiçbir şey 10 yaşındaki bir çocukta birden fazla pıhtıya sebep olmaz. | Open Subtitles | صحيح، لأن كل شئ ممكن لكن لا شئ يسبب جلطات متعددة بسنها |
Ama dünyaya neler yapabileceğimi göstermeye başladığımdan beri her şey mümkünmüş gibi geliyor. | Open Subtitles | لكن منذ ان استطعت ان اجعل العالم يري ما بمقدروي فعله اشعر وكان كل شئ ممكن |
Amerika'da galiba her şey mümkün. | Open Subtitles | فعلا نحن فى أمريكا كل شئ ممكن أنظر الى قدرى |
Burada her şey mümkün! | Open Subtitles | احب هذه المدينة اي شئ ممكن يحدث في هذه المدينة |
Fitz, nainsan DNA'sı ile uğraşıyoruz. Her şey mümkün. | Open Subtitles | نحن نتعامل مع حمض نووي لا بشري كل شئ ممكن |
Bugün her şey mümkün. Her şeyin bir bedeli vardır. | Open Subtitles | كل شئ ممكن حاليا كل شئ له ثمنه |
Sen söz konusu olunca her şey mümkün. | Open Subtitles | معك , أي شئ ممكن ان يكون محتمل |
Hayatta kalma içgüdüleri ile her şey mümkün olabilir. | Open Subtitles | حسنا, مع غريزه البقاء كل شئ ممكن |
Sokakta yürürken sırt roketiyle üzerimde uçan bir çocuk görseydim her şeyin mümkün olduğuna inanırdım. | Open Subtitles | أن كنت أسير بالشارع ورأيتُ طفلاً بحزمة نفاثةٍ يمر من فوقى سأومن بأن كل شئ ممكن. |
Her şeyin mümkün olduğuna inanırım. | Open Subtitles | اعتقد ان اي شئ ممكن |
Her şeyin mümkün olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | انت قلتي ان كل شئ ممكن |
Kesin olan tek şey her şeyin mümkün olduğudur. | Open Subtitles | شئ واحد مؤكد أي شئ ممكن |
"Daha önce hiç yağmamıştı, ve her şeyin mümkün olabileceğine inanmamı sağladı". | Open Subtitles | وقد جعلني أؤمن ان كل شئ ممكن |
Eğer Seung Jin Grup'la alakalıysa, o zaman her şey mümkündür. | Open Subtitles | إذا ارتبط الامر بمجموعة سيونج جين فكل شئ ممكن |
İnançla, her şey mümkündür. | Open Subtitles | كل شئ ممكن بالإيمان |
Ama dünyaya neler yapabileceğimi göstermeye başladığımdan beri her şey mümkünmüş gibi geliyor. | Open Subtitles | لكن منذ ان استطعت ان اجعل العالم يري ما بمقدروي فعله اشعر وكان كل شئ ممكن |
Doğru kişiyi bulduğunuzda her şey olabilir. | Open Subtitles | تجد الشخص المناسب و عند أذا كل شئ ممكن حدوثة و كل شئ ممكن |