| Kurbanları hep genç kadınlar ama... ..resim gönderiyor... | Open Subtitles | لا ، اعنى الضحايا كانوا دائماً شابات ولكنه يرسل الصور الان |
| Günümüzün, genç kadınlar için ne kadar zor olduğunu düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | كما تعرفين، لا أستطيع عدم التفكير بكم سيكون صعباً على شابات هذه الأيام |
| Ailemizden biri banka soyunca, biz ailece Shabbat yemeği yeriz. | Open Subtitles | لذا بينما كان بعض الأفراد من عائلتنا يسرقون المصرف بقيتنا كانوا يتناولون عشاء شابات |
| Ondan sonra, şelalenin oraya yerleşir, kendime balık avlamak için bir gölet yapar, bir kaç tane de genç kadın alırım. | Open Subtitles | اثنائها ساحصل لنفسي على زوجات شابات وقصبة لصيد السمك وبيت صغير قرب الشلال |
| kesinlikle,bazı genç bayanlar sana aşık oluyordur. | Open Subtitles | من المؤكد أن ثمّة شابات مفتتنات بك |
| Ölürken kendisini seyretsinler diye genç kızların göz kapaklarını kesen seri katillerden böyle mi söz ediliyor artık? | Open Subtitles | هكذا نسمي قاتل متسلسل قطع جفون أعين فتيات شابات |
| o bölgedeki evlerin çoğunu satın alanların genç ve bekar kadınlar olduğunu saptamışlar. | TED | كانوا شابات صغيرات غير متزوجات هم أكبر مشترين للمنازل في المنطقة المجاورة . |
| Memleket bile değişse bu genç kızlar her yerde iyi olur | Open Subtitles | تختلف البلاد لكن من الجيد إيجاد فتيات شابات في كل مكان |
| Şehirdeki genç kızları korumak ve otobüsleri tekrar güvenli bir yer yapmak için. | Open Subtitles | حماية شابات المدينة إعادة الأمان للحافلات |
| Bakın, kaçırılıp Paraguay'a götürülen genç kadınlar ve kızlar hakkında söylentiler duyuyorum. | Open Subtitles | اسمع, لقد كنت استمع اشياء عن شابات, بنات يخطفون ويخذون عبر النهر الى بارغواي |
| Tamam, tekrar gözden geçirelim. Bu kişinin tercihleri var, 20'li yaşlarda genç kadınlar. | Open Subtitles | لنراجع هذا, ما يفضله المعتدي هو شابات في منتصف إلى أواخر العشرينات |
| Burada sizin gibi genç kadınlar olmadığından, bütün bu erkeklerin arasında büyük yalnızlık çekiyordum. | Open Subtitles | لقد كنت وحيدة هنا للغاية بدون نساءٍ شابات يسلينني طوال اليوم عالقة مع هؤلاء الرجال |
| Amigolar güçlüdürler, Bağımsız genç kadınlar. | Open Subtitles | المُشجّعات هنّ شابات قويّات مُستقلاّت. |
| Richard L'Italien 39 cinayeti itiraf etti, hepsi genç kadınlar. | Open Subtitles | (ريتشارد لتاليان) اعترف بـ39 جريمة، كلهن شابات. |
| Bugün Shabbat. | Open Subtitles | إنهن شابات |
| Ama dünyanın her yerindeki genç kadın ve erkekler her zaman hayal kuracak ve hayalleri şarkılara dökecekler. | Open Subtitles | لكن في جميع أنحاء العالم, شبابٌ و شابات سيضلّون دائماً يحلمون بأحلامٍ و يضعون هذه الأحلام داخل أغنية. |
| Dört genç kadın kendisinden küçük ve zayıf olanları avlayan sapkın bir korkak tarafından vahşice ve şuursuzca katledildi. | Open Subtitles | أربعة شابات قُتلن بوحشية وغباء على يد جبان منحرف يفترس من هنّ أصغر وأوهن منه. |
| Matematik ve bilim alanında iyi derecede umut vadeden genç bayanlar arıyoruz. | Open Subtitles | نبحث عن فتيات شابات يظهرن وعوداً كبيرة |
| Ve oradaki genç bayanlar için. | Open Subtitles | والنساء هناك شابات |
| Bana göre Wolcott, bu kararsız bakışını son gördüğümde... bazı genç kızların başı derde girmişti. | Open Subtitles | يبدو لي يا (ولكوت) أنه في آخر مرة ارتسمت هذه النظرة المشوشة في عينيك ساءت الأمور لبضع فتيات شابات |
| Bunlar genç kızların ceketleri! | Open Subtitles | تلك معاطف شابات! |
| Kurbanları hep kadın. Hepsi genç ve güzel. | Open Subtitles | ان ضحاياها جميهم نساء, وكلهم شابات وجميلات |
| Hamile genç kızlar işleri bozulan aracı firmalar | Open Subtitles | ، فتيات شابات حوامل ، سماسرة أعمالهم تنهار |
| Ne kadar düşünsem de genç kızları savaş alanına göndermeleri oldukça tuhaf. | Open Subtitles | مهما فكرت بذلك أعتقد بأنه غريب بأرسال فتيات شابات لموقع المعركة |