"شاحنته" - Translation from Arabic to Turkish

• kamyoneti
• kamyonetini
• kamyonunu
• kamyonu
• kamyonetine
• kamyonunda
• kamyonunun
• aracını
• minibüsü
• aracı
• Arabası
• kamyonun
• Kamyonetin
• minibüsünü
• kamyonetinin

Gözlerime bir şey bağladı ve hatırladığım son şey kamyoneti.
قام بعصب عيني و اخر ما اتذكره هو دخول شاحنته

kamyonetini ormana doğru sürdü kimseye de bir şey demedi.
قاد شاحنته فقط إلى الغابة ، لم يقل شيئا لأحد.

Neden kamyonunu görür görmez gitmedim ki sanki?
لماذا لم أرحل على الفور عندما رأيت شاحنته في الخارج؟

Bu adam, kamyonu kaza yaptığında, paketi götürebilmek için bir çocuğun bisikletini çaldı.
هذا الرجل، عندما شاحنته توقّفت , سرق دراجة ولد ليكمل التوزيع

Her neyse, beni kendi kamyonetine bindirdi, ve tabi ki bozuldu.
لقد ركبنا شاحنته الصغير و التي بالطبع تعطلت عند منتصف الطريق،

Orası oldukça uzaktır ve kamyonunda telefon yok.
ذلك بعيد للغاية وليس لديه هاتف في شاحنته

Tam Maryland ve Delaware'in sınırında, kamyonunun yanında dikilmiş bir adam.
وعند حدود ماريلاند مع ديلاوير، رأينا رجلا يقف بجانب شاحنته.

kamyoneti Quetta'da teröristlerce pusuya düşürüldüğünde yaralandı.
لقد جرح عندما تعرضت شاحنته إلى كمين قام الإرهابيون بنصبه في كويتا.

- Siz ikiniz evine gidin. - Belki de polisi arayıp kamyoneti çalındı diyebiliriz.
ــ أنتما الأثنين تَمْرّانِ بمنزله ــ أبلغوا عن شاحنته المسروقة

Bu zamanda, Ben ve kamyoneti için on doların yeteceğini tahmin ediyordu. Ama on dolarımız yok ki.
وخَمّنَ، بأخذ الأوقات و الأشياء الأخرى في الأعتبار،عشرة دولارات سترضي بن و شاحنته.

kamyonetini görünce ara. Bir kere çaldır.
إتصل بي بالثانية التي ترى شاحنته فيها دعه يرن لرنة واحدة فقط

Her sabah 4'de, kamyonetini otelin arkasına park eder ve kısa süreliğine odama uğrar.
كل صباح في الساعة الرابعة يوقف شاحنته خلف الفندق ويأتي إلى غرفتي لبعض الوقت

kamyonetini satmış ve üzerine bir av tüfeği bir 32mm, bir 9mm silah almış.
باع شاحنته ومسجل لديه 9 م و32أ وبندقية صيد

Bu adam kamyonunu neden lobiye parketmiş?
اتسائل لماذا يركن هذا الرجل شاحنته فى الرواق؟

Bilmiyorum, ama bu sabah kamyonunu gördüm mezarlıkta.
لا أعرف ,ولكنى رأيت شاحنته اليوم عند المقابر

Kendin söyledin. kamyonunu mezarlığın dışında görmüşsün.
لقد قلتيها بنفسك أنك رأيت شاحنته عند المقابر

- Tamircilerin kamyonu girecek. - Düzgün park etmemişsin.
لأن عامل البناء يريد ركن شاحنته ولا يوجد فسحة

Burada bir yerde olmalı. kamyonu barın önündeydi. Burada mısın?
هو بمكان ما ، رأيت شاحنته بالخارج أنت , هنا ؟

Bay Efendi mataralarımı doldururken onun kamyonetine girdim ve ay çiçeği tohumunu çaldım.
بينما كان السيد يملأ حاوياتنا تسللت إلى شاحنته وسرقت حبوب عباد الشمس

Bir çiftçinin kamyonunda silah olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bu kadar.
وأذكر أن ذلك المزارع كان يقول أن لديه مسدسا في شاحنته بهذه البساطة

Biliyorum. Cumartesi onun kamyonunun arkasında saklanmayı planlıyordum.
أعرف، كنت آمل الاختباء في شاحنته يوم السبت

Kim aracını alıp birinin sokağına park eder ve "Burası benim sokağım.
من فقط يأخذ شاحنته ويركنها في شارع شخص ما ويقول هذا شارعي , سوف اعيش هنا الآن , لانني فقير

Bizim jip havaya uçuyor ve onun minibüsü çalışmıyor.
سيارة الجيب خاصتنا تم الاصاحة بها بعيد عن الطريق و شاحنته لا يدور محركها

Kaçmayı başardı ama aracı elimizde, yani fazla uzaklaşmış olamaz.
اسمع, لقد هرب لكن شاحنته لدينا فلن يبتعد كثيرا.

Arabayla gezmeye çıktığını biliyorum, çünkü Arabası kuzeyde bir yerde bozulmuştu.
لكنني أعلم أنه ذهب في رحلة بالسيارة لأن شاحنته تعطلت شمالا

- kamyonun da birşeyi yok.
- ولم تتحول شاحنته ايضاً - حسنا, لقد قمت بتجميع بعض الملفات

Sadece... Kamyonetin kontrolünü yitirmiş gibiydi.
أنه فقط على ما يبدو بأنه فقد السيطرة على شاحنته

Ama, biri 6 ay önce minibüsünü Sacramento merkezli bir şirkete satmış.
لكن قام رجل ببيع شاحنته قبل ستة اشهر "لشركة مقرها في "ساكرمانتو

Ki bu, kamyonetinin, neden sizin mülkünüzün yanında olduğu açıklayabilir.
الأمر الذي يفسر، لماذا شاحنته كانت مركونة بالقرب من نزلكِ