Başına birşey gelen bir tanık var mı diye gözümü dört açmamı söylemiştin. | Open Subtitles | عندما طلبت مني أن اُعلِمك في حال قُتِل شاهدٌ آخر ؟ |
Sadece bir tanık hayatta kaldı değil mi? | Open Subtitles | وهناك شاهدٌ واحدٌ فقط ترك مسرح الجريمة على قيد الحياة، صحيح؟ |
Olay yerinde Koreli bir kadın vurulmuş. Erkek arkadaşı buna tanık olmuş - ama İngilizce bilmiyor. | Open Subtitles | سيّدة كوريّة أصيبت برصاصةٍ في موقع الجريمة و صديقها شاهدٌ ذلك، لكنّه لا يتحدّث الانكليزية |
Gözden geçirmem lazım çünkü ben bir uzman tanığım. | Open Subtitles | ملفاتُ قضيّةٍ، أحتاجُ إلى الإطلاعِ عليها لأنني شاهدٌ خبيرٌ. |
O halde olası bir tanığımız var. | Open Subtitles | -لدينا شاهدٌ محتملٌ إذاً . |
Bir şahit minibüsün geldiği vakitte siyah bir Yukon'u Greenpoint'ten ayrılırken görmüş. | Open Subtitles | رأى شاهدٌ سيّارة (يوكون) سوداء تُغادر (جرين بوينت) بعدما وصلت الشاحنة. |
görgü tanıkları uçağın kalkış esnasında sorun yaşadığını belirtti. | Open Subtitles | شاهدٌ يقول أن الطائرة كانَ فيها خلل قبلَ أن تقلعَ |
Belli ki ben pek iyi bir tanık değilim. | Open Subtitles | من الواضح أني شاهدٌ لا يمكن الإعتماد علي |
tanık ve şahitliği sayesinde olay netleşmiştir. | Open Subtitles | لدينا حادثةٌ واضحة, شاهدٌ, و شهادة. |
Kasten böyle bir şey yaptı. Yeni tanık, geç bildirme... | Open Subtitles | لقد فعلتها بإتقان.شاهدٌ جديد,وإشعارٌ متأخر... |
Bir tanık bulundu. | Open Subtitles | لقد تقدَّمَ شاهدٌ ما |
Bize bir tanık daha gerekiyor. | Open Subtitles | ما نحتاجهُ هوَ شاهدٌ آخر |
Oldukça güvenilir bir tanık. | Open Subtitles | إنهُ شاهدٌ موثوق جداً |
Son bir, ve sanırım sence de öyle, çok sağlam bir tanığım var. | Open Subtitles | فلديّ شاهدٌ أخيرٌ ومهمٌ جداً. |
Ben baş tanığım. | Open Subtitles | أنا شاهدٌ رئيسي |
Ben bir tanığım, gerizekalı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}لا، انا شاهدٌ أيها الغبي |
Yıldız tanığımız. | Open Subtitles | و (داني) شاهدٌ مهم |
Pandit Nehru Kashmirlilere, dünyanında şahit olacağı bir referandum sözü verdi. | Open Subtitles | (بانديت نهرو)، وعد الكشميريين بالاستفتاء و العالَم شاهدٌ على ذلك |
Bir görgü tanığı, onun her pazartesi orada sörf yaptığını söyledi. | Open Subtitles | شاهدٌ قال لنا بأنه كان يركمج هناك كل اثنين. |
Benden daha fazla şey bulmuşsun. Tek bir görgü tanığı yok. | Open Subtitles | حسنًا, لقد وجدت أكثر مما وجدته أنا لا يوجد حتى شاهدٌ واحد |