Yargıç Nathanial Saltonstall gibi konuşmaya cesaret edenler şüpheli hale geldiler. | TED | وأولئك الذين تجرؤا وتحدثوا، كالقاضي ناثانيال سالتونستال، صاروا موضع شبهة. |
şüpheli kişilerle takılmıyorum. Aksini kimse ispat edemez. | Open Subtitles | انا لم أعد مصدر شبهة ولا يستطيع احد ان يثبت غير ذلك |
Bana açıkça söyleyin, şüpheli miyim, değil miyim? | Open Subtitles | قلي بصراحة, هل أنا مبرأ من كل شبهة أم لا؟ |
Olay hala inceleniyor fakat kaynaklar patlamanın şüphe verici olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | السبب مازال قيد التحقيق ولكن المصادر تعتقد بأن هناك شبهة جنائية |
Ama eğer bu öğrencinin geçmişinde not karşılığında seks yapıyor diye bir şüphe varsa | Open Subtitles | إن كانت الطالبة في محل شبهة بأنها تتاجر بالعلاقات مقابل الدرجات سابقًا |
Devamlılığı olan bir şey. | Open Subtitles | شئ لا شبهة فيه مثل ماذا؟ |
Guildhall Galeri'sinde bu akşam 10.30 da hırsızlık şüphesinden tutuklandı. | Open Subtitles | تم القبض عليه في شبهة سرقة... في صالة (جيلدهول) في الساعة 10: 30 هذا المساء |
- Hayır. Bir kaç sebepten dolayı buna inanırım. Ama korkarım ki, geri kalanı şüpheli. | Open Subtitles | لسبب ما أصدق ذلك البقية وأنا خائف هي شبهة |
Dedektif bütün o tekne meselesinin şüpheli olduğunu düşünmüştü. | Open Subtitles | ذلك المحقق ظن بأن مسألة القارب كلها شبهة |
İlk defa biraz eksik kan bir kovadan daha şüpheli bir durumda olabilir. | Open Subtitles | هذه أول مرة قد تكون قلة الدم أكثر شبهة من كثرته |
- Çoğunlukla emlak işlerinden. Piyasadaki mülklerden. Aklınız oradaysa şüpheli kazançları yok. | Open Subtitles | أغلبها من تحقيق الأرباح، الأرباح السوقية ولا يوجد أي شبهة عليها تستدعي قلقك |
şüpheli bir ortadan kaybolma ya da kaçırıIma yok. | Open Subtitles | ليس هناك شبهة اختفاء أو حدوث مكروه |
Daha fazla nasıl şüpheli davranabilir ki? | Open Subtitles | هل هناك تصرف اكثر شبهة من ذلك؟ |
Londra'ya gidiş geliş için uygun tren seferleri mevcut ve Sör Charles sadece bir ay önce burada öldüğüne göre Sör Henry'nin Londra'da ölmesi daha az şüpheli görünür. | Open Subtitles | هناك خدمة قطار جيدة من و إلى لندن و لقد مات سير " تشارلز " هنا منذ شهر فقط و سيكون الأمر أقل شبهة إذا مات سير " هنرى " فى لندن |
Yani bu katil, 15 yıldır burada hiç şüphe uyandırmadan işini yapıyor. | Open Subtitles | حسناً، هذا القاتلُ كان يعمل هنا لمدة 15 عاماً دونَ اثارةِ أي شبهة |
Sen Bayan Gail Wynand'sın. Senden şüphe etmezler. | Open Subtitles | أنت زوجة جيل ويناند أنت فوق أى شبهة |
Biri " makul şüphenin tayini" "makul şüphe"nin anlamı nedir diye ararsa anlamına bakıp ve üç dakika içinde faks çekmezseniz çıranızı yakarım. | Open Subtitles | إذا أي شخص إتصل لتعريف "سبب محتمل",شبهة معقولة" "توقف و أبحث" تبحث عنها و ترسلها له بلفاكس خلال ثلاث دقائق, و إلا مؤخرتك لي. |
şüphe uyandırmadan kocasının yanına gelmesini reddedemedim. | Open Subtitles | الي زوجها بدون حوث اي شبهة. |
Devamlılığı olan bir şey. | Open Subtitles | شئ لا شبهة فيه مثل ماذا؟ |
Hırsızlık şüphesinden. | Open Subtitles | شبهة سرقة |