Şimdi dinle beni, oğlum. her zaman düşündüğün kadar akıllı değilsin. | Open Subtitles | اسمعنى يا ولدى, انت لست ذكيا فى شتى الأمور كما تعتقد |
Bu belgesel serisinde bu yalnız bölgelerin her yerine gideceğiz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، سنسافر ،عبر شتى بقاع هذه الأراضي النائية |
Bu belgesel serisinde bu yalnız bölgelerin her yerine gideceğiz. | Open Subtitles | في هذه السلسلة، سنسافر ،عبر شتى بقاع هذه الأراضي النائية |
Karanlık Lord yüzyıllar boyunca birçok şekle girdi ama kendi isteğiyle. | Open Subtitles | عبر القرون ملك الظلام قد أتخذ أشكالاً شتى.. لكن بأختياره دائماً. |
Bu ısınma, yerel sıcaklıkları ve yağış dağılımlarını değiştiriyor ve bunun dünyanın birçok kısmında tarımsal verimlilik açısından sonuçlar doğuruyor. | TED | مما يغيّر من درجة الحرارة المحلية ونظم المطر ولهذا آثارٌ على الإنتاجية الزراعية في بقاع شتى من الأرض. |
Tüm dünyadan ve her kariyer aşamasından bizimle çalışmaları için enerjik, yetenekli ve Farklı alt yapılardan bilim insanları arıyoruz. | TED | نسعى لاجتذاب علماء ذوي مواهب، وتنوّع، ومفعمين بالطاقة من أنحاء العالم، في شتى المسارات الوظيفية، للحاق بنا، |
Ve sana hayatında daha önce hiç görmediğin Farklı yiyecekler sunulması. | Open Subtitles | وقدّموا لك شتى المأكولات التي لم ترها من قبل |
Hayatımın her yönünü eleştirdiği 40 dakikalık yolculuk olmadan da yaşarım. | Open Subtitles | تجنبًا لانتقادها شتى جوانب حياتي خلال الـ40 دقيقة في طريق عودتنا |
Üst düzey bilim adamlarımız gezegenin her yanında bazı noktalar belirledi. | Open Subtitles | لقد حدد نخبة علمائنا نقاط إطلاق محددة في شتى أنحاء الكوكب |
En büyük beklentilerimin ötesinde hayatta başarılı oldum, ve her ırktan insan tarafından kötüden ziyade iyi muamele gördüm. | TED | لقد نجحت في حياتي بما يفوق كل توقعاتي، وقد عُملت بطريقة جيدة، من شتى الأعراق، أكثر من العكس. |
her kampüsün bir dönemde 10.000 lideri olacak ve böylelikle belirli bi süre içinde 250.000 lideri eğitiyor ve geliştiriyor olacağız. | TED | سيكون بكل حرم جامعي 10,000 قائد بنفس الوقت بحيث سندرس ونطور 250,000 قائد في شتى المجالات. |
Aslında, yerkürenin her yerinde insanlar uzuyor. | TED | في الحقيقة، الناس في شتى أقطاب العالم يكتسبون زيادة في الطول. |
Yaptıkları şey, Hintlileri her türden sıra dışı yollarda güçlendiriyor. | TED | وما يفعلونه يمكن الهنود في شتى الطرق المذهلة |
Orta Afrika'dan bu özel yere geldiler çünkü yılın bu zamanında mango ve başka birçok meyvede inanılmaz bir bolluk var. | Open Subtitles | قد جاءوا من شتى أرجاء وسط إفريقيـا لهذا المكان فقط، لإنه هنا، في مثل هذا الوقت من السنة، |
birçok doktor muayenesi, psikolojik değerlendirmeler yapılsın ve tüm fiziksel tedavilerin tükendiğinden emin ol. | Open Subtitles | كالتقييمات النفسية ، وضمان أن شتى الطرق الطبيّه قد استنفذت |
Sonra bu bilgi, güvenilirliğini ve incelenen 367 değişkenle nasıl bağlantılı olduğunu birçok yönden kanıtladı. | Open Subtitles | و من ثم تم إسناد هذه المعلومات ترافقياً بطرق شتى لتبيّن مدى مصداقيتها و ﻹظهار كيفية صلتها بالمتغيّرات الـ367 |
Ülkede saçma sapan şeyler yapıp, şiddet eğilimi gösteren birçok çocuk var. | Open Subtitles | هناك أطفال فى شتى أنحاء البلاد يقومون بأشياء غبية و أفعال عنيفة أحياناً |
Yani beni birçok açıdan haklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | حسناً لقد ظل يحاول النيل مني بـ شتى أنواع الطرق |
Modern insanların bu yakın kökenlerinin bir başka sonucu da genetik çeşitlerin, genel olarak dünyanın geniş kesimine, birçok yere yayılmış olmasıdır, ve bunlar en azından kuş bakışıyla derece derece değişkenlik gösterme eğilimindedir. | TED | تبعة أخرى لأصل مكونات الانسان البشري الحديث هو أن الاختلافات الجينية منتشرة في انحاء العالم بصورة عامة في أماكن شتى وتميل نحو التغير تدريجيا من منظور علوي على الاقل |
Bu kelime Farklı kültürlerde pek çok Farklı anlama gelir. | Open Subtitles | حسنٌ ، هذهِ الكلمة تختلف معانيها، بين شتى الثقافات. |
Farklı kültürlerde Farklı anlamlara gelen bir kelime. | Open Subtitles | حسنٌ ، هذهِ الكلمة تختلف معانيها، بين شتى الثقافات. |
Farklı bir tarzda yaşayan insanların yanında idare etmesini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف كي أتصرف حول الناس من شتى مناحي الحياة |